Tıpkı ülke rekorları veya Yaz Olimpiyat Oyunları elemeleri dereceleri gibi, dünya rekorlarının kabulü için de belli kriterlerin sağlanması gerekir.
Bu kriterler:
Pist boyutları ve kullanılan ekipmanlar standartlara uygun olmalıdır. Yol yarışlarında mesafenin uzman bir ölçüm görevlisi tarafından, tam olarak belirlenmesi zorunludur.
Yol yarışları dışında (yol koşuları ve yürüyüş), rekor kaydı için yarışlar karma olmamalıdır; yalnızca erkek ya da kadın sporcular yarışmalıdır.[2]
Rekorun kabulü için yarışın hemen sonrasında doping testi yapılması zorunludur. Hâlen bu kuralın uygulanmadığı rekor kayıtları mevcuttur. Yarış sonrası testten geçen ancak daha sonra doping yaptığı ortaya çıkan atletlerin dereceleri iptal edilmektedir.
200 m'ye kadar olan koşular ve yatay atlama müsabakalarında, 2,0 m/s'ye kadar rüzgâr desteğine izin verilmiştir. Dekatlon ve heptatlonda ise rüzgâr hızı tüm yarışmalar boyunca ortalama 2,0 m/s ve en fazla 4,0 m/s olmalıdır.
Herhangi bir rakım sınırı yoktur. Yüksek rakımda daha az hava direnci olması sebebiyle, Meksiko ve Sestriere gibi şehirler sprint ve atlama rekorlarının kırıldığı yerler olmuştu. 1968 Yaz Olimpiyatları'nda bunun örnekleri görüldü. Yüksekliğin etkisi altındaki dereceler "A" harfiyle etiketlenmiştir. Böylece istatistiklerde "deniz seviyesi" en iyi dereceleri de görülebilmektedir. Uzun mesafe koşularında ise, yükseklik daha az oksijen anlamına geldiğinden atletler dezavantajlıdır. Yüksek rakımdaki performanslar yine A ile işaretlenmektedir.
Yol koşularında güzergahın bir çevrim olması gerekmez ancak başlangıç ve bitiş arasındaki yükseklik düşümü 1.1000 (örneğin 1 m/km)'i geçmemelidir.
Yol koşularında başlangıç ve bitiş noktalarının arasındaki teorik direkt mesafenin, yarış güzergahının %50'sinden az olmaması gerekir.
Dünya rekorlarının kırılışına tanıklık etmek, atletizm seyircisinin ilgisini çekmekte, bu sepele atletlerin sponsorları ve Golden League gibi turnuvaların orgazitörleri, rekor kıran atletlere para ödülü vermektedir.
Sırıkla atlamada verilen rekor ödülleri, atletlerde dünya rekoru büyük farkla geride bırakmak yerine, kabul edilen en küçük miktarda (bir santimetre) geliştirerek, her defasında ödül kazanma fikrini ortaya çıkardı. Bu taktik erkeklerde Sergey Bubka, kadınlarda ise Yelena İsinbayeva tarafından uygulandı. Bazı spor yorumcuları, atletlerin bu durum yüzünden yeteneklerinin elverdiği kadar yüksek dereceleri yapmadıkları eleştirisini getirmişti. Sırıkla atlama dışındaki sporlarda ise derecenin tam olarak ayarlanması mümkün olmadığından buna benzer durumlar yaşanmamaktadır.[3]
2000 yılı öncesinde, açık alan ve salon yarışmaları için ayrı ayrı rekor kaydı tutulmaktaydı. 2000'de IAAF'ın 260.18a kuralı (eski 260.6a) "dünya rekoru" derecelerinin "açık veya kapalı" herhangi bir tesiste yapılabileceği, şeklinde düzenlendi. Yeni kural geçmişe dönük olarak işletilmedi.[4] Örneğin Sergey Bubka'nın 6,15 m'lik sırıkla atlama dünya salon rekoru, 2000 yılı öncesinde yapıldığı için dünya rekoru olarak kabul edilmemektedir. Bu derece dünya rekorundan daha iyi olan tek dünya salon rekorudur (6,15 dünya salon rekoru, Sergey Bubka - 6.14 dünya rekoru, Sergey Bubka). Bunun dışındaki mevcut dünya rekorlarının tamamı açık alanda kaydedilmiştir.
Not: 2004 yılına kadar, maratondaki en hızlı derece resmi olarak "dünya rekoru" yerine "dünyanın en iyi derecesi" olarak isimlendirilmekteydi. Maraton güzergahlarının eşdeğer olmayan yapısı sebebiyle uygulanan bu eski kullanıma hâlen rastlanabilmektedir.
IAAF'ın rekor tuttuğu yarışlar dışındaki etkinliklerdeki dereceler, dünya rekoru yerine dünyanın en iyi derecesi olarak anılır. 20. yüzyılın ilk yarısında yaygın olan birçok yarış, ölçü sistemlerinin değişmesi sonucu, IAAF tarafından 1976'da dünya rekoru listesinden çıkarılmıştı. Bu konudaki istisna, atletizmdeki tarihi önemi sebebiyle, mil koşusudur.
Yol yarışlarındaki bazı mesafelerle, bazı etkinliklerin salon versiyonları da IAAF listesi dışı kalmıştı. IAAF kapsamı dışındaki yarışlar için yapılan rekor kayıtlarında diğerleri gibi sınırlayıcı kriterler bulunmamaktadır. Örneğin 150 metre rekoru Usain Bolt tarafından düz pistte kırılmıştır; bu alandaki diğer performanslar ise (Bailey–Johnson 150-metre yarışı gibi) geleneksel dönüşlü pist bölümünde kaydedilmişti.