Azak Deniz Muharebesi - Vikipedi
Azak Deniz Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Osmanlı-Kazak mücadelesi | |||||||
Osmanlı Donanmasının Karadeniz'de Kazaklarla mücadelesi | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Osmanlı İmparatorluğu | Don Kazakları | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Şakşakî İbrahim Paşa | ?? | ||||||
Güçler | |||||||
60 şayka ve kadırga | 40-50 şayka | ||||||
Kayıplar | |||||||
Hafif | Ağır |
Azak Deniz Muharebesi, Osmanlı-Kazak mücadelesinde evre.
Osmanlı donanmasının Karadeniz filosu komutanı Şakşakî İbrahim Paşa Sinop'u bastıktan sonra esirlerle dönen Kazak filosunu Kasım 1614'te Don nehrinin Azak Denizi'ne döküldüğü yerde mağlup etti.
Muharebe öncesi
[değiştir | kaynağı değiştir]Kaptan-ı derya Kayserili Halil Paşa komutasındaki Osmanlı donanması 1614 yılında Akdeniz'de faaliyet icra edip Malta, Trablusgarp ve Mani'de başarılar kazanırken Osmanlılar hiç beklemedikleri bir yerden darbe yediler. Nitekim, Don Kazakları Ağustos 1614'te Azak Denizi üzerinden Karadeniz'e açılarak Sinop'a ulaştılar ve şehrin kalesine ansızın taarruz ettiler. Surları ve burçları aşan Kazaklar, içeriye girerek evleri ve konakları ateşe verdiler. Pek çok kişiyi katledip, şehri yağma ve talan ettiler. Şehre büyük zarar veren Kazaklar yağmaladıkları malları beraberlerine alarak geri dönüşle geçtiler.
Sinop Baskını o zamana kadar Karadeniz'i bir Türk gölü olarak gören Osmanlıları şaşkınlığa uğrattı ve Sadrazam Nasuh Paşa'nın gözden düşmesine neden oldu. Zira, Nasuh Paşa Sinopluların Padişaha gönderdikleri şikayetnâmeyi örtbas etmeye çalışmış, Padişahın sorusu üzerineyse vakayı önemsiz bir olaymış gibi yansıtmıştı.[1] Ancak, Nasuh Paşa'yla ihtilaflı olan Şeyhülislam Hocazade Mehmed Efendi Padişaha gerçekleri ayrıntıları ile açıkladı.[2] 17 Ekim 1614 tarihinde I. Ahmed Cuma selamlığına çıkmadı ve Saray çevresinde koruma önlemleri aldırdı. Sadrazam ikametgâhı olan Paşakapısı'na ise Bostancıbaşı Ohrili Hüseyin Ağa ve silahlı 100 kadar bostancı gönderildi ve Sadrazam Nasuh Paşa Bostancıbaşının eliyle boğulup idam edildi.[3]
Muharebe
[değiştir | kaynağı değiştir]Baskın haberinin duyulması üzerine, Osmanlılar Tuna ve Karadeniz sahillerini korumakla görevli Şakşakî İbrahim Paşa komutasındaki 60 parçalık filoyu 24 Ekim'de Karadeniz'e gönderdiler.[4] İbrahim Paşa, Kazak filosunu aramaktansa Azak Denizi'ne girerek filosunu geri döneceklerini bildiği Don ağzına demirletti.
Buna mukabil Kazaklar, Kasım başında bölgeye ulaştıklarında İbrahim Paşa'nın pususundan haberdar olarak bir kısım şaykalarını karadan kızaklar vasıtasıyla nehrin yukarısına çıkarmaya çalıştılar. Denizdeki şaykalar Osmanlı filosunun, karaya çıkanlar ise Kırım atlılarının taarruzuna uğradı. Çarpışmalarda birçok Kazak öldürülürken, bir bölümü de esir alındı. İbrahim Paşa bu sayede Sinop baskınında yağma edilen malları, kadınları ve çocukları kurtarmayı başardı ve esirlerin 20'sini de zaferinin nişanesi olarak İstanbul'a getirdi.[5]
Muharebe sonrası
[değiştir | kaynağı değiştir]Osmanlı donanmasının bu zaferi Kazakların Osmanlılarda şaşkınlık yaratan Sinop Baskınında verdikleri hasarların telafi edilmesi açısından önemliydi.
Buna mukabil, Kazakların gelecekteki taarruzları için yeterli önlemler de alınamadı. Nitekim, Kazakların Don nehrindeki geçiş yolunun iki yakasına kale inşası için bir hatt-ı hümayun gönderilmişse de Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa bu işi gerçekleştiremeden geri çağrıldı.
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Naima Mustafa Efendi, (H.1281-1283) Tarih-i Naima, İstanbul c.2 s.123 (Osmanlıca)
- ^ Uzunçarsılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım, XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) say.365-367
- ^ Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu Mülkün Sultanları, İstanbul: Oğlak Yayınları ISBN 975-329-2999 s.205
- ^ "Büyük Osmanlı Tarihi", Joseph von Hammer, c.8, s.157
- ^ "Osmanlı Tarih Yazarlarına Göre Sultan I. Ahmed Devri Deniz Muharebeleri (1603-1617)", Dr. Ali Sinan Bilgili, Atatürk Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, sy.26, Erzurum (2004), s.244