Beyincik - Vikipedi

Beyin ve beyincik.
Cerebellum, animasyon

Beyincik (Latincecerebellum), tüm omurgalıların arka beyin bölgesinde yer alan ve sinir sisteminde önemli işlevler üstlenen bir yapıdır. Beyine oranla genellikle daha küçük bir yapıdayken, mormyridae balıkları gibi belirli türlerde beyincik beyin boyutuna yaklaşabilir ya da onu aşabilir.[1] İnsanlarda beyincik, motor kontrol mekanizmaları ve bilişsel işlevler (örneğin dikkat, dil) ile duygusal kontrol (örneğin korku ve haz tepkilerinin düzenlenmesi) süreçlerinde kritik rol oynar.[2][3][4] Beyinciğin hareketle ilişkili işlevleri daha belirgin olarak tanımlanmıştır; doğrudan hareket başlatıcı bir merkez olmaktan ziyade, motor koordinasyon, hareketin doğruluğu ve zamanlaması gibi faktörlerin düzenlenmesinde etkindir. Omurilikten ve diğer beyin bölgelerinden gelen duyu sistemi bilgilerini alarak motor aktiviteyi hassas bir şekilde ayarlar.[5] Beyincik hasarı insanlarda narin motor beceri, denge, duruş ve motor öğrenme gibi fonksiyonlarda bozulmalara neden olur.[5]

Anatomik olarak, insan beyinciği, beynin tabanına bağlı ve beyin yarıkürelerinin altında konumlanmış bağımsız bir yapı görünümündedir. Beyinciğin kortikal yüzeyi, beyin korteksinin geniş ve düzensiz kıvrımlarına tezat oluşturan, ince ve paralel oluklarla kaplıdır. Bu paralel oluklar, beyincik korteksinin aslında sıkıca katlanmış, sürekli bir ince doku tabakası olduğu gerçeğini gizler. Bu ince tabaka içinde oldukça düzenli bir şekilde yerleşmiş olan çeşitli nöron tipleri bulunur; bunlardan en önemlileri Purkinje hücreleri ve granül hücreleridir. Bu kompleks sinirsel yapı, beyinciğe büyük bir sinyal işleme kapasitesi kazandırır; fakat beyincik korteksinin çıkış sinyalleri, çoğunlukla beyinciğin beyaz madde iç kısmında yer alan bir grup derin çekirdekler (İng. deep cerebellar nuclei) aracılığıyla iletilir.[6]

Motor kontrolün ötesinde, beyincik belirli motor öğrenme türleri, özellikle duyu-motor ilişkisindeki değişikliklere uyum sağlama becerisinin kazanımı için gereklidir. Beyinciğin içindeki sinaptik plastisite üzerinden duyusal-motor kalibrasyonunu açıklamak amacıyla çeşitli teorik modeller geliştirilmiştir. Bu modeller, her bir Purkinje hücresinin iki ana türde sinyal aldığı gözlemine dayanarak David Marr ve James Albus tarafından öne sürülen modellere dayanmaktadır: biri, granül hücrelerden gelen binlerce zayıf paralel lif girdisi; diğeri ise güçlü bir tekil tırmanıcı lif (İng. climbing fiber) girdisidir.[7] Marr–Albus teorisinin ana fikri, tırmanıcı lifin "öğretici sinyal" olarak işlev gördüğü ve paralel lif girişlerinin gücünde kalıcı bir değişikliğe yol açtığıdır. Paralel lif girişlerinde gözlenen uzun süreli depresyon, bu tür teorilere destek sağlasa da, geçerlilikleri hala tartışma konusudur.[8]

Yapısal özellikler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Makroskopik anatomi açısından, beyincik, altındaki beyaz madde tabakası ve tabanında bulunan sıvı dolu bir ventrikül ile birlikte sıkıca katlanmış bir kortikal tabakadan oluşur. Beyaz madde içerisine gömülü dört derin beyincik çekirdeği bulunmaktadır.[9] Korteksin her bir bölümü, belirgin bir geometrik düzen içinde konumlanmış aynı küçük nöronel elemanları içerir. Beyincik ve ilgili yapıları orta düzeyde, “mikrozonal” veya “mikrokompartman” olarak adlandırılan bağımsız işlev gören yüzlerce ya da binlerce modüle ayrılabilir.

Makroskopik yapı özellikleri

[değiştir | kaynağı değiştir]
Beyinciğin üstten ve arkadan görünümü

Beyincik, arka kranial fossa (İng. posterior cranial fossa) içinde konumlanmıştır. Dördüncü ventrikül, pons ve medulla beyinciğin önünde yer alır.[10] Beyinciğin üzerindeki beyin ile arasında, sert bir katman olan dura materden oluşan beyincik tentoriyumu bulunur; beyinciğin beyin ile bağlantıları pons üzerinden sağlanır. Anatomik olarak beyincik, pons ile birlikte metensefalonun bir parçası olarak kabul edilir ve metensefalon rombensefalonun (arka beyin) üst kısmını oluşturur. Beyin korteksine benzer şekilde beyincik, iki beyincik yarıküresine bölünmüştür; ayrıca, vermis olarak bilinen dar bir orta hat bölgesine sahiptir. Büyük kıvrımlar, yapının genel olarak 10 küçük “lobül”e ayrılmasını sağlar. Küçük granül hücrelerinin yüksek sayısı sayesinde beyincik, diğer tüm beyin kısımlarının toplamından daha fazla nöron içerirken, beyin hacminin yalnızca %10’unu kaplar.[11] Beyincikteki nöron sayısı, neokorteksteki nöron sayısıyla orantılıdır. Beyincikte neokortekse oranla yaklaşık 3,6 kat daha fazla nöron bulunur ve bu oran birçok farklı memeli türünde korunmaktadır.[12]

Beyinciğin alışılmadık yüzey görünümü, yapısının büyük kısmının yoğun bir şekilde katlanmış gri madde tabakasından, yani beyincik korteksinden oluştuğunu gizler. Bu tabakadaki her çıkıntıya folium denir. Yüksek çözünürlüklü MRG, yetişkin insan beyincik korteksinin yaklaşık 730 cm² bir yüzey alanına sahip olduğunu,[13] ve 6 cm × 5 cm × 10 cm boyutlarında bir hacme sıkıştırıldığını göstermektedir.[11] Korteksin gri maddesinin altında, çoğunlukla kortekse gidip gelen miyelinli sinir liflerinden oluşan beyaz madde tabakası bulunur. Enine kesitte dallı ve ağaç benzeri görünümü nedeniyle bazen “arbor vitae” (hayat ağacı) olarak adlandırılan beyaz madde içinde gri maddeden oluşan dört derin beyincik çekirdeği yer alır.[14]

Beyinciği merkezi sinir sisteminin çeşitli bölümlerine bağlayan üç çift beyincik pedinkülü (sap) mevcuttur: üst beyincik pedinkülü, orta beyincik pedinkülü ve alt beyincik pedinkülü. Bu yapılar, vermise göre konumları esas alınarak isimlendirilmiştir. Üst beyincik pedinkülü, esas olarak beyin korteksine bir çıkış yolu oluşturur; derin beyincik çekirdeklerinden çıkan efferent (bir organdan dönen veya iletilen; götürgen) lifler, talamik çekirdekler aracılığıyla üst motor nöronlara ulaşır. Orta beyincik pedinkülü, ponsa bağlıdır ve tüm girdisini ponstan, ağırlıklı olarak pons çekirdeklerinden alır. Beyin korteksinden gelen girdiler, pons çekirdeklerinden geçen enine pons lifleri ile beyinciğe iletilir. Üç pedinkül arasında en büyük olan orta pedinkülün afferent (getirgen) lifleri, beyinciğin farklı bölgelerine yönlendirilen üç ayrı fasikül halinde düzenlenmiştir. Alt beyincik pedinkülü ise vestibüler çekirdekler, omurilik ve tegmentumdan gelen afferent (getirgen) lifler aracılığıyla giriş alır; çıkan efferent lifler, vestibüler çekirdekler ve retiküler formasyona iletilir. Tüm beyincik, alt beyincik pedinkülü üzerinden alt oliver çekirdeğinden modülatör sinyaller alır.[6]

Beyinciğin ana anatomik alt bölümlerinin şematik gösterimi. Beyinciğin "açılmış" görünümü ile vermis tek bir düzlemde gösterilmiştir.

Beyincik yüzey görünümüne göre üç loba ayrılabilir: ön lob, arka lob ve flokkülonodüler lob. Ön lob, birincil fissürün üstünde, arka lob ise birincil fissürün altındadır. Flokkülonodüler lob, arka fissürün altında yer alır. İşlevsel açıdan, medialden laterale doğru daha belirgin bir ayrım söz konusudur. Beyinciğin bağlantı ve işlev açısından farklı olan flokkülonodüler lobu hariç tutulduğunda, beyincik işlevsel olarak spinobeyincik olarak adlandırılan medial bir sektöre ve serebrobeyincik olarak adlandırılan daha geniş bir lateral sektöre ayrılabilir.[14] Beyinciğin ortasında uzanan ve çıkıntı yapan dar bir doku bölgesi vermis olarak bilinir (Latince "solucan" anlamına gelen vermis kelimesinden türetilmiştir).[14]

Evrimsel olarak en eski bölüm olan ve genellikle vestibülobeyincik olarak adlandırılan flokkülonodüler lob, denge ve mekânsal oryantasyonda kritik rol oynar. Birincil bağlantıları vestibüler çekirdekler ile olup, görsel ve diğer duyusal girdiler de alır. Bu bölgenin hasarı, denge sorunları ve yürüyüş bozuklukları ile ilişkilidir.[14]

Ön ve arka lobların medial bölgesi, paleobeyincik olarak da adlandırılan spinobeyinciği oluşturur. Bu alan, vücut ve uzuv hareketlerini ince ayar yapmak için önemli bir işleve sahiptir. Omurilikten (dorsal kolonlar ve spinobeyincik traktı dahil) ve kraniyal trigeminal sinirden, ayrıca görsel ve işitsel sistemlerden propriyoseptif girdiler alır.[15] Derin beyincik çekirdeklerine lifler göndererek, bu çekirdekler aracılığıyla beyin korteksine ve beyin sapına projeksiyonlar sağlar ve inen motor sistemleri modüle eder.[14]

İnsan beyninde lateral bölge, serebrobeyinciğin ana bölümünü oluşturur ve neobeyincik olarak da adlandırılır. Bu bölge, yalnızca beyin korteksinden gelen girdileri alır; bu özellikle paryetal lobdan pons çekirdekleri aracılığıyla sağlanır ve kortiko-ponto-beyincik yollarını oluşturur. Serebrobeyincikten çıkan sinyaller çoğunlukla talamusun ventrolateraline iletilir ve bu da premotor korteks ve birincil motor alan gibi motor alanlarla bağlantılıdır; ek olarak kırmızı çekirdek ile de bağlantı kurar.[14] Lateral beyinciğin işlevleri konusunda farklı yaklaşımlar bulunmaktadır: Bu bölgenin gerçekleşmek üzere olan hareketlerin planlanmasında,[16] duyusal bilgilerin eylem sürecinde değerlendirilmesinde[14] ve bazı bilişsel işlevlerde (örneğin, belirli bir isimle en uyumlu fiili seçme gibi, "sandalye" için "oturmak") rol oynadığı düşünülmektedir.[17][18][19][20]

Beyincik devresinde iki ana nöron tipi belirleyici rol oynar: Purkinje hücreleri ve granül hücreleri. Bu devrede ayrıca üç ana akson türü etkin rol oynar: beyinciğe dışarıdan giren yosunsu lifler ve tırmanıcı lifler ile granül hücrelerinin aksonları olan paralel lifler. Beyincikte iki ana yol bulunur; bu yollar yosunsu ve tırmanıcı liflerden başlar ve nihayetinde derin beyincik çekirdeklerinde sonlanır.[11]

Yosunsu lifler, doğrudan derin çekirdeklere projekte olur, ayrıca şu yolla ilerler: yosunsu lifler → granül hücreleri → paralel lifler → Purkinje hücreleri → derin çekirdekler. Tırmanıcı lifler ise doğrudan Purkinje hücrelerine projekte olup aynı zamanda doğrudan derin çekirdeklere kollateraller gönderir.[11] Yosunsu ve tırmanıcı liflerden her biri kendine özgü bilgileri taşır; beyincik ayrıca dopaminerjik, serotonerjik, noradrenerjik ve kolinerjik sistemlerden modülasyon işlevi gören sinyaller alır.[21]

Beyincik korteksi üç temel katmandan oluşur. En alt katman, granül hücreleri ve yoğun olarak Golgi hücresi içeren, aynı zamanda Lugaro hücresi ve unipolar fırça hücresi gibi interneuronları barındıran kalın granüler katmandır. Orta katman, Purkinje hücre gövdelerinin ve Bergmann glial hücresinin bulunduğu dar Purkinje katmanıdır. Üst katman, Purkinje hücrelerinin yassılaşmış dendritik ağlarını içeren moleküler katmandır ve bu katman Purkinje hücrelerinin dendritik ağaçlarını dik açılarla kesen geniş bir paralel lif dizilimiyle doludur. Korteksin en dış katmanı ayrıca iki tür inhibitör interneron içerir: yıldız hücresi ve sepet hücresi, her iki hücre de Purkinje hücresi dendritlerinde GABAerjik sinapslar oluşturur.[11]

Beyinciğin mikrodolaşımı
Bir beyincik folyumunun enine kesiti, ana hücre tiplerini ve bağlantıları gösteriyor

Beyincik korteksinin katmanları

[değiştir | kaynağı değiştir]
Moleküler katman
[değiştir | kaynağı değiştir]

Beyincik korteksinin en üst ve en dış katmanı moleküler katmandır. Bu katman, Purkinje hücrelerinin yassılaşmış dendritik ağaçlarını ve granüler katmandan gelen geniş bir paralel lif dizisini içerir; bu lifler Purkinje hücrelerinin dendritik ağaçlarına dik açılarla girer. Moleküler katman ayrıca iki tür inhibitör interneuron içerir: yıldız hücresi (İng. stellate cell) ve sepet hücresi (İng. basket cell). Hem yıldız hem de sepet hücreleri, Purkinje hücresi dendritlerinde GABAerjik sinapslar oluşturur.[11]

Purkinje katmanı
[değiştir | kaynağı değiştir]
İnsan beyinciğindeki Purkinje hücreleri (turuncu renkte, üstten alta doğru 40X, 100X ve 200X büyütmede) yayınlanmış yöntemlere göre boyanmıştır.[22]

Purkinje hücreleri beyin içerisindeki en belirgin nöronlardan biridir ve tanımlanan ilk hücre türlerinden biridir; 1837’de Çek anatomist Jan Evangelista Purkyně tarafından tanımlanmıştır. Purkinje hücreleri, dendritik ağaçlarının şekli ile ayırt edilir: Dendritler oldukça dallanmış olup beyincik kıvrımlarına dik bir düzlemde yassılaşmıştır. Bu nedenle, Purkinje hücresinin dendritleri, içinden paralel liflerin dik açıyla geçtiği yoğun bir düzlemsel ağ oluşturur.[11] Dendritler, her biri bir paralel liften sinaptik giriş alan dendritik dallarla kaplıdır. Purkinje hücreleri, beyindeki diğer tüm hücre türlerinden daha fazla sinaptik giriş alır; tek bir insan Purkinje hücresindeki dal sayısının 200.000 kadar olduğu tahmin edilmektedir.[11] Büyük, küresel hücre gövdeleri beyincik korteksinin tek hücre kalınlığında olan ve Purkinje katmanı olarak adlandırılan dar bir tabakasında yer alır. Korteksin yakınındaki bölümlere kollateral dallar verdikten sonra, aksonları derin beyincik çekirdeklerine ulaşır ve burada farklı çekirdek hücre türleriyle 1.000 civarında bağlantı kurar. Purkinje hücreleri, GABA kullanır ve bu nedenle hedefleri üzerinde inhibitör etki gösterir.[11]

Purkinje hücreleri, beyincik devresinin merkezinde yer alır ve büyük boyutları ile kendine özgü aktivite modelleri sayesinde davranış gösteren hayvanlarda yanıt kalıplarının ekstraselüler kayıt teknikleri ile incelenmesi nispeten kolaydır. Purkinje hücreleri, sinaptik girdi yokluğunda dahi yüksek oranda aksiyon potansiyeli üretir. Uyanık ve aktif hayvanlarda, ortalama 40 Hz civarında bir frekans gözlemlenir. Spike dizileri, basit ve karmaşık spike adı verilen bir karışım sunar. Basit bir spike, tek bir aksiyon potansiyelinin ardından yaklaşık 10 ms süren bir refrakter dönem ile takip edilir; karmaşık spike ise çok kısa aralıklı ve giderek azalan genlikli (İng. amplitude) bir aksiyon potansiyeli dizisidir.[23] Fizyolojik çalışmalar, karmaşık spike'ların (yaklaşık 1 Hz’lik temel hızlarda ve 10 Hz’den yüksek olmamak kaydıyla) tırmanıcı lif aktivasyonu ile ilişkilendirildiğini, basit spike'ların ise temel aktivite ve paralel lif girdisinin kombinasyonuyla üretildiğini göstermiştir. Karmaşık spike’ların ardından genellikle birkaç yüz milisaniyelik bir süre boyunca basit spike aktivitesinin baskılandığı bir duraklama gelir.[24]

Purkinje nöronlarının belirgin bir özelliği, kalbindin ifadesidir.[25] Tek taraflı kronik siyatik sinir hasarı sonrası sıçan beyninde yapılan kalbindin boyaması, yetişkin beyinde Purkinje nöronlarının yeniden oluşabileceğini ve yeni beyincik lobüllerinin organizasyonunu başlatabileceğini düşündürmektedir.[26]

Florasan boya ile enjekte edilmiş bir fare Purkinje hücresi
Granüler katman
[değiştir | kaynağı değiştir]
Granül hücreleri (GR, alt), paralel lifler (yatay çizgiler, üst) ve yassılaşmış dendritik ağaçlara sahip Purkinje hücreleri (P, orta)

Beyincik granül hücresi Purkinje hücrelerinin aksine, beyindeki en küçük nöronlar arasındadır. Aynı zamanda beyindeki en fazla sayıda bulunan nöron türüdür: İnsanlarda toplam sayısının yaklaşık 50 milyar olduğu tahmin edilmektedir ve bu, beyindeki nöronların yaklaşık dörtte üçünün beyincik granül hücreleri olduğu anlamına gelir.[11] Hücre gövdeleri beyincik korteksinin alt kısmında kalın bir tabaka halinde yoğunlaşmıştır. Bir granül hücresi yalnızca dört ila beş dendrit yayar; her dendritin ucu, dendritik pençe adı verilen bir genişleme ile sonlanır.[11] Bu genişlemeler, yosunsu liflerden uyarıcı giriş ve Golgi hücresinden inhibitör giriş noktalarıdır.[11]

Granül hücrelerinin ince, miyelinsiz aksonları korteksin üst (moleküler) katmanına doğru dikey olarak yükselir ve burada ikiye ayrılarak her bir dal yatay olarak ilerler ve paralel lif oluşturur; dikey dalın iki yatay dala ayrılması, karakteristik bir "T" şekli oluşturur. İnsan paralel lifleri, ayrılma noktasından her iki yönde ortalama 3 mm ilerler, bu da toplamda yaklaşık 6 mm (kortikal katmanın toplam genişliğinin yaklaşık 1/10’u) uzunluk anlamına gelir.[11] Paralel lifler ilerledikçe Purkinje hücrelerinin dendritik ağaçlarından geçer ve geçtiği her 3-5 Purkinje hücresinden biri ile temas kurarak toplamda 80–100 sinaptik bağlantı oluşturur.[11] Granül hücreleri, nörotransmitter olarak glutamat kullanır ve bu nedenle hedeflerinde uyarıcı etki gösterir.[11]

Beyincik korteksinin katmanlarını gösteren ve granüler katmanda bir glomerül içeren diyagram.

Granül hücreleri tüm girdilerini yosunsu liflerden alır, ancak sayıca onlardan 200 kat fazladır (insanlarda). Dolayısıyla, granül hücre popülasyonundaki aktivite durumu bilgisi, yosunsu liflerdeki bilgiyle aynıdır; ancak bu bilgi çok daha geniş bir şekilde kodlanmıştır. Granül hücreleri çok küçük ve yoğun olarak paketlenmiş olduğundan, davranış gösteren hayvanlarda spike aktivitelerini kaydetmek zorlaşır; bu nedenle teorik olarak temel alınacak veri azdır. En yaygın işlev teorisi, 1969'da David Marr tarafından öne sürülmüştür; Marr, granül hücrelerinin yosunsu lif girdilerinin kombinasyonlarını kodlayabileceğini önermiştir. Bu fikir, her bir granül hücresinin yalnızca 4-5 yosunsu liften girdi aldığı ve bu hücrenin sadece tek bir girdisi aktifken yanıt vermediği, ancak birden fazla girdisi aktif olduğunda yanıt verdiği şeklindedir. Bu kombinasyonel kodlama şeması, beyinciğin yosunsu liflerin tek başına izin verdiğinden çok daha ince girdi desenleri arasında ayrım yapmasına olanak tanıyabilir.[27]

Yosunsu lifler (İng. mossy fibers), çıktıkları noktalardan granüler katmana girer; çoğu pons çekirdeklerinden, diğerleri ise omurilikten, vestibüler çekirdeklerden vb. gelir. İnsan beyinciğinde toplam yosunsu lif sayısının 200 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir.[11] Bu lifler, granül hücreleri ve derin beyincik çekirdekleri hücreleriyle uyarıcı sinapslar oluşturur. Granüler katmanda bir yosunsu lif, rozetteler adı verilen genişlemeler serisi oluşturur. Yosunsu lifler ile granül hücresi dendritleri arasındaki temas, glomerüller adı verilen yapılarda gerçekleşir. Her glomerülün merkezinde bir yosunsu lif rozeti bulunur ve 20'ye kadar granül hücresi dendritik pençesi ile temas eder. Golgi hücresi uçları bu yapıya nüfuz eder ve granül hücre dendritleri üzerinde inhibitör sinapslar oluşturur. Tüm yapı, bir glial hücre kılıfı ile çevrilidir.[11] Her bir yosunsu lif, birkaç beyincik folyasına kollateral dallar göndererek toplamda 20-30 rozet oluşturur; böylece tek bir yosunsu lif, tahminen 400-600 granül hücresi ile temas kurar.[11]

Tırmanıcı lifler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Purkinje hücreleri, ayrıca beyin sapının karşı tarafındaki alt oliver çekirdekten (İng. inferior olivary nucleus) gelen tırmanıcı lifler aracılığıyla girdi alır. Alt oliv medulla oblongatada yer alır ve omurilik, beyin sapı ve beyin korteksinden girdi almasına rağmen çıktısını tamamen beyinciğe verir. Bir tırmanıcı lif, beyincik korteksine girmeden önce derin beyincik çekirdeklerine kollateraller verir ve kortekste yaklaşık 10 terminal dala ayrılır; her dal, tek bir Purkinje hücresine girdi sağlar.[11] Paralel liflerden gelen 100.000'den fazla girdiye kıyasla, her Purkinje hücresi yalnızca tek bir tırmanıcı liften girdi alır; ancak bu tek lif, Purkinje hücresinin dendritleri boyunca dolaşarak 300'e kadar sinaps oluşturur.[11] Net giriş o kadar güçlüdür ki, tek bir tırmanıcı lif aksiyon potansiyeli, Purkinje hücresinde genişletilmiş bir kompleks spike üretmeye yeterlidir: art arda birkaç spike’lık bir dizi, ardından genliği azalan bir duraklama gelir ve bu sürede aktivite baskılanır. Tırmanıcı lif sinapsları hücre gövdesini ve proksimal dendritleri kaplar; bu bölge paralel lif girişlerinden yoksundur.[11]

Tırmanıcı lifler, nadiren sinyal gönderir; ancak tek bir tırmanıcı liften gelen sinyal, Purkinje hücresinde bir dizi elektriksel tepki başlatır ve bu durum “karmaşık bir patlama” olarak bilinir. Purkinje hücrelerine gelen paralel lif ve tırmanıcı lif sinyalleri arasındaki büyük fark (bir türden yüz binlerce sinyal gelirken, diğerinden yalnızca bir tane sinyalin gelmesi) beyincik yapısının en ilginç özelliklerinden biridir ve bu durum, birçok teorinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Aslında, tırmanıcı liflerin beyincikteki rolü oldukça tartışmalı bir konudur. İki ana görüş vardır: Birinci görüş, Marr ve Albus'u takip ederek, tırmanıcı liflerin “öğretici bir sinyal” görevi gördüğünü savunur. Diğer görüş ise bu sinyalin doğrudan beyincik çıkışlarını şekillendirdiğini öne sürer. Her iki bakış açısı da birçok yayında uzun uzun tartışılmıştır. Bir incelemede şu şekilde özetlenir: "Tırmanıcı liflerin işlevine dair hipotezleri bir araya getirmeye çalışırken, sanki Escher'in bir çizimine bakıyormuş gibi bir his oluşur. Her bir bakış açısı belirli bulgulara uygun gibi görünse de, hepsini bir araya getirme çabası, tırmanıcı liflerin işlevine dair net bir tablo oluşturmaz. Çoğu araştırmacıya göre, tırmanıcı lifler, motor hareketlerdeki hataları, boşalma hızını ayarlayarak ya da 'beklenmedik bir olay' duyurusu yaparak işaret eder. Diğer araştırmacılara göre ise mesaj, tırmanıcı liflerin senkronize bir şekilde ve ritmik olarak çalışmasında gizlidir."[24]

Derin çekirdekler

[değiştir | kaynağı değiştir]
Beyincik, pons ve alt oliver çekirdeği ile birlikte dişsi çekirdeği (İng. dentate nucleus) gösteren insan beyinciğinin sagittal kesiti

Beyinciğin derin çekirdekleri, beyinciğin merkezinde beyaz madde arasında bulunan gri madde kümeleridir. Beyincikten çıkan sinyallerin ana kaynağı bu çekirdeklerdir; sadece yakındaki vestibüler çekirdekler bunun dışında kalır. Bu çekirdekler, beyinciğin farklı bölgelerinden gelen sinyallerin yanı sıra, beyincik korteksindeki Purkinje hücrelerinden durdurucu sinyaller alır. Beyinde dört ana çekirdek bulunur: Dişsi, globoz, emboliform ve fastigial. (Globoz ve emboliform çekirdekler bir arada "arada çekirdek" olarak da bilinir.) Fastigial ve arada çekirdekler vücuttan gelen hareket sinyalleri ile ilgilenirken, memelilerde en büyük olan dişsi çekirdek, beyinciğin dış bölümleriyle iletişim kurar. Flokkülonodüler lobun flokkülus adı verilen kısmı ise derin çekirdeklere sinyal göndermez; bunun yerine sinyalleri doğrudan vestibüler çekirdeklere iletir.[11]

Derin çekirdeklerdeki nöronların çoğunda geniş hücre gövdeleri ve yaklaşık 400 mikrometre çapında yuvarlak dallanma yapıları bulunur; bu nöronlar glutamat adlı kimyasalı kullanarak sinyal iletir. Bu hücreler, beyinciğin dışındaki çeşitli bölgelere sinyal gönderir. Büyük hücrelerin arasında daha az sayıda, GABA adlı bir başka kimyasalı kullanan küçük hücreler de bulunur. Bu küçük hücreler yalnızca tırmanıcı liflerin kaynağı olan alt oliver çekirdeğe sinyal gönderir. Böylece, nukleo-oliver bağlantı, tırmanıcı liflerin çekirdeklere uyarıcı sinyal göndermesine karşı dengeleyici bir geri bildirim sağlar. Her bir küçük çekirdek hücre grubunun, kendisine sinyal gönderen oliver hücrelerle doğrudan bağlantılı olduğu ve bu bağlantıların her iki yönde de uyumlu bir düzen içinde çalıştığı düşünülmektedir.[11]

Bir Purkinje hücresinin aksonu derin çekirdeklerden birine ulaştığında, hem büyük hem de küçük hücrelerle bağlantı kurmak için dallanır, ancak bağlantı kurduğu hücre sayısı yaklaşık 35 ile sınırlıdır (kedi modellerinde). Buna karşılık, tek bir derin çekirdek hücresi, yaklaşık 860 Purkinje hücresinden sinyal alır (yine kedilerde).[11]

Beyincik korteksindeki zonlar ve mikrozonların yapısını gösteren şematik çizim

Makroskopik anatomi açısından, beyincik korteksi homojen bir doku tabakası gibi görünür ve mikroskopik anatomisi açısından bakıldığında, bu tabakanın tüm bölümlerinin aynı iç yapıya sahip olduğu görülür. Ancak, beyinciğin yapısı çeşitli açılardan bölmelere ayrılmıştır. Büyük bölmelere zonlar adı verilir; bunlar daha küçük bölmelere, mikrozonlar olarak adlandırılan yapılara ayrılabilir.[28]

Bölmesel yapının ilk belirtileri, beyincik korteksinin çeşitli bölümlerindeki hücrelerin alıcı alanlarını inceleyen çalışmalardan elde edilmiştir.[28] Vücudun her bir parçası beyincikte belirli bölgelere haritalanmıştır; ancak bu haritalar birçok kez tekrarlanır ve bu düzene "kırık somatotopi" denir.[29] Beyinciğin bu bölmesel yapısını daha iyi görmek için, belirli proteinleri öne çıkaran immün boyama yöntemi kullanılır. En bilinen belirteçlerden biri, zebra çizgilerini andıran desenler oluşturduğu için "zebrin" olarak adlandırılır. Zebrin ve diğer belirteçlerle oluşan çizgiler, beyinciğin kıvrımlarına dik olacak şekilde uzanır: mediolateral yönde dar, ama uzunlamasına yönde daha uzundur. Farklı belirteçler, yerlerine göre değişen genişlik ve uzunlukta olsa da, genel olarak benzer şekillerde çizgi desenleri oluşturur.[28]

Oscarsson, 1970'lerin sonlarında, kortikal zonların mikrozonlar olarak adlandırılan daha küçük birimlere bölünebileceğini öne sürdü.[30] Mikrozon, aynı somatotopik alıcı alana sahip Purkinje hücrelerinin oluşturduğu bir grup olarak tanımlanır. Her bir mikrozonun yaklaşık 1000 Purkinje hücresi içerdiği ve bu hücrelerin kortikal kıvrımlara dik şekilde uzun, dar bir şerit olarak dizildiği bulunmuştur.[28] Bu nedenle, bitişik diyagramda gösterildiği gibi, Purkinje hücresi dendritleri mikrozonların uzandığı yönde yassılaşırken, paralel lifler onlara dik açıyla geçer.[11]

Mikrozon yapısını belirleyen sadece alıcı alanlar değildir; alt oliver çekirdekten gelen tırmanıcı lif girdi de eşit derecede önemlidir. Bir tırmanıcı lifin dalları (genellikle 10 civarında) aynı mikrozona ait Purkinje hücrelerini aktive eder. Ayrıca, aynı mikrozona tırmanıcı lif gönderen oliver nöronlar, aktivitelerini senkronize eden yarık bağlantılarla birbirine bağlanma eğilimindedir, bu da mikrozon içindeki Purkinje hücrelerinin milisaniyelik ölçekte uyumlu kompleks spike aktivitesi göstermesine neden olur.[28] Aynı mikrozona ait Purkinje hücreleri, aksonlarını derin beyincik çekirdeklerindeki aynı küçük çıkış hücre kümesine gönderir.[28] Son olarak, sepet hücresi aksonları uzunlamasına yönde mediolateral yöne göre çok daha uzun olduğundan, büyük ölçüde tek bir mikrozonla sınırlı kalır.[28] Tüm bu yapının sonucu olarak, bir mikrozon içindeki hücresel etkileşimler, farklı mikrozonlar arasındaki etkileşimlerden çok daha güçlüdür.[28]

2005 yılında Richard Apps ve Martin Garwicz, mikrozonların kendilerinin daha büyük bir yapı olan çok-zonlu mikrokompleksin bir parçası olduğunu öne süren kanıtları özetledi. Bu mikrokompleks, aynı derin beyincik nöron grubuna projekte olan, mekansal olarak ayrılmış bir dizi kortikal mikrozonu, aynı zamanda bu mikrozonların tümüne ve derin çekirdek alanına projekte olan bir grup bağlı oliver nöronları içerir.[28]

Kan dolaşımı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Beyincik, üç çift büyük arterden kan alır: üst beyincik arteri (SCA), ön alt beyincik arteri (AICA) ve arka alt beyincik arteri (PICA). SCA, beyinciğin üst bölgesine kan sağlar. Bu arter, üst yüzeyde dallanarak piamater içine yayılır ve dalları ön ve arka alt beyincik arterleri ile anastomoz yapar. AICA, beyinciğin alt yüzeyinin ön kısmını besler. PICA ise alt yüzeye ulaşarak medial ve lateral dallara ayrılır. Medial dal, beyinciğin iki yarımküresi arasındaki çentik boyunca arkaya doğru ilerlerken, lateral dal, beyinciğin alt yüzeyini yan sınırına kadar besler ve burada AICA ve SCA ile anastomoz yapar.

Beyinciğin işlevine dair en güçlü ipuçları, hasar sonrası görülen etkilerin incelenmesiyle elde edilmiştir. Beyincik işlevsizliği olan hayvanlar ve insanlar, özellikle beyinciğin hasarlı kısmının bulunduğu vücut tarafında motor kontrol sorunları gösterirler. Motor aktiviteleri başlatma yeteneğini korurlar, ancak hareketlerde hassasiyet kaybı olur; düzensiz, koordinasyonsuz veya yanlış zamanlanmış hareketler sergilerler. Beyincik işlevini değerlendiren standart bir test, kol mesafesindeki bir hedefe parmak ucuyla ulaşmaktır: Sağlıklı bir birey, parmak ucunu hızlı ve düz bir doğrultuda hedefe ulaştırırken, beyinciğinde hasar bulunan kişi yavaş ve düzensiz hareket eder, yol boyunca birçok düzeltme yapar. Motor olmayan işlevlerdeki eksiklikleri tespit etmek daha zordur. Dolayısıyla, onlarca yıl önce varılan genel sonuç, beyinciğin temel işlevinin bir hareketin ayrıntılı içeriğini ayarlamak olduğu, hareketi başlatmak veya hangi hareketlerin yapılacağına karar vermek olmadığı yönündedir.[14]

1990’lardan önce beyinciğin işlevinin yalnızca motorla ilgili olduğu düşünülüyordu, ancak yeni bulgular bu görüşü sorgulamaya açmıştır. Fonksiyonel görüntüleme çalışmaları, dil, dikkat ve zihinsel imgeleme ile ilişkili olarak beyincik aktivasyonunu göstermiştir; korelasyon çalışmaları beyincik ile beyin korteksinin motor dışı alanları arasında etkileşim olduğunu ortaya koymuştur; ayrıca beyinciğe özgü hasar görülen kişilerde çeşitli motor dışı semptomlar tanımlanmıştır.[31][32] Özellikle, beyincik bilişsel duygulanım sendromu veya Schmahmann sendromu, yetişkinlerde[33] ve çocuklarda[34] tanımlanmıştır. Beyincik korteksinin fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullanılarak yapılan fonksiyonel haritalanmasına dayanan tahminler, beyincik korteksinin yarısından fazlasının beyin korteksinin ilişkilendirme bölgeleriyle bağlantılı olduğunu göstermektedir.[35]

Kenji Doya, beyinciğin işlevinin, etkilenen davranışlar yerine yaptığı sinirsel hesaplamalar açısından daha iyi anlaşılabileceğini öne sürmektedir. Beyincik, her biri düzenli bir iç yapıya sahip olan ve büyük ölçüde bağımsız çalışan modüllerden oluşur; bu nedenle tüm modüllerin aynı hesaplamayı yaptığı düşünülür. Eğer bir modül, motor hareketlerle ilgili alanlara bağlıysa, o modül motor davranışlarla ilişkili olur. Ancak, motor dışı bilişsel alanlarla bağlantılıysa, o modül farklı davranışlarla ilgilidir. Bu nedenle beyincik, duygu, davranış ve beden dili algısı gibi birçok farklı işlevin düzenlenmesinde rol oynar.[36][37][38] Doya, beyinciğin, çevreye dair “içsel modeller” veya denetimli öğrenme üzerine kurulu öngörülü bir eylem seçimi aracı olarak anlaşılabileceğini; bazal gangliyonların ise pekiştirmeli öğrenme, beyin korteksinin ise denetimsiz öğrenme işlevlerini üstlendiğini belirtmiştir.[32][39] Beyin araştırmalarının üç on yılı, beyinciğin optimize edilmiş zihinsel modeller oluşturduğunu ve bu modellerin güncellenerek yaratıcı içgörü ("a ha") şeklinde çalışma belleğinde deneyimlenmesine olanak tanıyan bir süreç sunduğunu ortaya koymuştur.[40]

Beyincik anatomisinin karşılaştırmalı basitliği ve düzenliliği, hesaplama işlevinin de benzer bir basitliğe sahip olabileceği umudunu doğurmuştu. Bu görüş, beyincik elektrofizyolojisi üzerine yazılan ilk kitaplardan biri olan The Cerebellum as a Neuronal Machine adlı eserde John C. Eccles, Masao Ito ve János Szentágothai tarafından dile getirilmiştir.[41] Beyinciğin işlevleri tam anlamıyla anlaşılmamış olsa da en az dört temel prensip önemli kabul edilmiştir: (1) ileri beslemeli işleme (feedforward processing), (2) ayrışma ve birleşme (divergence and convergence), (3) modülarite ve (4) plastisite.

  1. İleri beslemeli işleme: Beyincik, sinyal işleme açısından beyin korteksi gibi çoğu beyin bölgesinden farklıdır; işlemler neredeyse tamamen ileri beslemeli bir sistemle gerçekleşir—yani, sinyaller girdiden çıktıya doğru sistemde tek yönlü ilerler ve içte çok az geri iletim bulunur. Mevcut olan az sayıdaki geri iletim, karşılıklı inhibitör bağlantılarla sınırlıdır; karşılıklı uyarıcı devreler yoktur. Bu ileri beslemeli çalışma düzeni, beyinciğin, beyin korteksinin aksine, kendi kendine sürdürülebilir sinirsel aktivite modelleri üretememesi anlamına gelir. Sinyaller devreye girer, her aşamada sıralı olarak işlenir ve ardından çıkar. Eccles, Ito ve Szentágothai, "Nöronal uyarımın yankılanmasını sağlayacak tüm zincirlerin tasarımda ortadan kaldırılması, beyinciğin bir bilgisayar olarak işleyişinde büyük bir avantajdır; çünkü sinir sisteminin geri kalanının beyincikten ihtiyaç duyduğu şey, beyincikte karmaşık yankı devrelerinin işleyişini ifade eden bir çıktı değil, belirli bir bilgi kümesine hızlı ve net bir yanıttır." diye yazmıştır.[42]
  2. Ayrışma ve birleşme: İnsan beyinciğinde, 200 milyon yosunsu lif girdisinden gelen bilgi, 40 milyar granül hücresine genişletilir ve bunların paralel lif çıktıları, 15 milyon Purkinje hücresi üzerinde birleşir.[11] Uzunlamasına hizalanma düzeni nedeniyle, bir mikrozona ait yaklaşık 1000 Purkinje hücresi 100 milyona kadar paralel liften girdi alabilir ve kendi çıktısını 50’den az sayıda derin çekirdek hücresine yoğunlaştırır.[28] Bu şekilde, beyincik ağı nispeten az sayıda girdi alır, bu girdileri titizlikle yapılandırılmış içsel ağı üzerinden geniş çapta işler ve sonuçları sınırlı sayıda çıktı hücresi aracılığıyla iletir.
  3. Modülarite: Beyincik sistemi işlevsel olarak bağımsız modüllere ayrılmıştır ve bunların sayısının yüzlerce ile binlerce arasında olduğu tahmin edilmektedir. Tüm modüller benzer iç yapıya sahiptir, ancak farklı giriş ve çıkışları vardır. Bir modül (Apps ve Garwicz terminolojisinde çok-zonlu mikrokompartman), alt oliver çekirdekteki küçük bir nöron kümesi, beyincik korteksinde uzun dar Purkinje hücresi şeritlerinden oluşan mikrozonlar ve bir derin beyincik çekirdeğindeki küçük bir nöron kümesinden oluşur. Farklı modüller yosunsu lifler ve paralel liflerden gelen girdileri paylaşsa da, diğer yönlerden bağımsız çalışır gibi görünmektedir; bir modülün çıktısı, diğer modüllerin aktivitesini önemli ölçüde etkilemez.[28]
  4. Plastisite: Paralel lifler ile Purkinje hücreleri arasındaki sinapslar ve yosunsu lifler ile derin çekirdek hücreleri arasındaki sinapslar, güçlerinde değişime açıktır. Tek bir beyincik modülünde, yaklaşık bir milyar paralel liften gelen girdiler, 50’den az sayıda derin çekirdek hücresinde birleşir ve her bir paralel lifin bu çekirdek hücreleri üzerindeki etkisi ayarlanabilir. Bu düzenleme, beyincik girdileri ile çıktıları arasındaki ilişkinin hassas bir şekilde ayarlanması için büyük bir esneklik sağlar.[43]

Beyinciğin bazı motor öğrenme türlerinde temel bir rol oynadığına dair önemli kanıtlar bulunmaktadır. Beyinciğin en belirgin şekilde devreye girdiği görevler, bir eylemin nasıl yapıldığına ince ayarlamalar yapmanın gerekli olduğu durumlardır. Ancak, öğrenmenin doğrudan beyincik içinde mi gerçekleştiği yoksa beyinciğin yalnızca diğer beyin yapılarında öğrenmeyi teşvik eden sinyaller mi sağladığı konusunda birçok tartışma olmuştur.[43] Beyinciğin öğrenmeyle ilişkili olduğu teorilerinin çoğu, David Marr[27] ve James Albus[7] tarafından öne sürülen, tırmanıcı liflerin paralel lifPurkinje hücresi sinapslarında sinaptik değişiklikleri başlatan bir öğretici sinyal sağladığı fikrinden türetilmiştir.[44] Marr, tırmanıcı lif girdisinin senkronize olarak aktive edilen paralel lif girdilerini güçlendireceğini varsaymıştır. Ancak, çoğu sonraki beyincik öğrenme modeli, Albus'un tırmanıcı lif aktivitesinin bir hata sinyali olduğunu ve senkronize aktif paralel lif girdilerinin zayıflatılmasına neden olduğunu varsayarak bu görüşü takip etmiştir. Fujita’nın Uyarlanabilir Filtre modeli gibi bazı son modeller[45] ise beyincik işlevini optimum kontrol teorisi açısından anlamaya yönelik denemeler yapmıştır.

Tırmanıcı lif aktivitesinin bir hata sinyali olarak işlev gördüğü fikri birçok deneysel çalışmada incelenmiş olup, bazıları bu fikri desteklerken bazıları şüpheyle yaklaşmıştır.[24] Gilbert ve Thach tarafından 1977’de yapılan öncü bir çalışmada, bir hedefe ulaşma görevini öğrenen maymunların Purkinje hücrelerinde kompleks spike aktivitesinde artış gözlenmiştir—bu aktivite, hücrenin tırmanıcı lif girdisinin etkinliğini güvenilir bir şekilde gösterir—özellikle performans düşükken bu artış daha belirgindir.[46] Kedilerde yapılan bazı motor öğrenme çalışmaları, hedeflenen hareket ile gerçekleştirilen hareket arasındaki uyumsuzluk olduğunda kompleks spike aktivitesi gözlemlemiştir. Vestibulo-oküler refleks (baş dönerken görsel görüntüyü retina üzerinde sabitleyen refleks) çalışmalarında, tırmanıcı lif aktivitesinin "retinal kaymayı" işaret ettiği bulunmuştur, ancak bu oldukça dolaylı bir şekilde gerçekleşmiştir.[24]

En kapsamlı çalışılmış beyincik öğrenme görevlerinden biri, göz kırpma koşullanması paradigmasıdır. Bu paradigmada, bir ses veya ışık gibi nötr bir koşullu uyaran (CS), göz kırpma yanıtını uyaran bir hava püskürtmesi gibi koşulsuz bir uyaranla (US) tekrar tekrar eşleştirilir. CS ve US’in bu tekrar eden sunumlarının ardından, CS sonunda bir koşullu yanıt (CR) olarak US’den önce göz kırpma tepkisini uyandırır. Deneyler, derin beyincik çekirdeklerinden biri olan interpoze çekirdeğin belirli bir bölgesine veya beyincik korteksindeki bazı noktalara yerel lezyonlar yapılmasının, zamana bağlı bir göz kırpma tepkisinin öğrenilmesini ortadan kaldırdığını göstermiştir. Eğer beyincik çıkışları farmakolojik olarak etkisiz hale getirilir ve girişler ile hücre içi devreler bozulmadan kalırsa, hayvan hiçbir yanıt göstermese bile öğrenme gerçekleşir; ancak beyincik içi devreler bozulursa öğrenme gerçekleşmez. Bu gözlemler, öğrenmenin gerçekten beyincik içinde gerçekleştiğine güçlü bir kanıt sunmaktadır.[47]

Teoriler ve hesaplamalı modeller

[değiştir | kaynağı değiştir]
James Albus tarafından formüle edilen bir beyincik perceptron modeli

Beyinciğin anatomik yapısı ve davranışsal işlevleri hakkında geniş bir bilgi birikimi, teorik çalışmalar için verimli bir zemin oluşturmuştur—beyinciğin işlevi hakkında muhtemelen diğer beyin bölgelerinden daha fazla teori vardır. En temel ayrım "öğrenme teorileri" ile "performans teorileri" arasında yapılır—yani, beyincikteki sinaptik plastisiteyi öğrenmedeki rolünü açıklamak için kullanan teoriler ile beyincik sinyal işleme temelinde devam eden davranışın yönlerini açıklayan teoriler. Her iki türden birçok teori matematiksel model olarak formüle edilmiş ve bilgisayarlar kullanılarak simüle edilmiştir.[44]

Beyinciğin en erken "performans" teorilerinden biri, Valentino Braitenberg'in "gecikme hattı" hipotezidir. 1958'de Braitenberg ve Roger Atwood tarafından ortaya atılan bu teori, paralel lifler boyunca sinyallerin yavaş iletilmesinin belirli bir zaman aralığında beyinciğin zaman ilişkilerini tespit etmesini sağlayan öngörülebilir gecikmeler oluşturduğunu öne sürmüştür.[48] Deneysel veriler teorinin orijinal biçimini desteklememiş, ancak Braitenberg bu teorinin değiştirilmiş versiyonlarını savunmaya devam etmiştir.[49] Beyinciğin esas olarak bir zamanlama sistemi olarak işlev gördüğü hipotezi ayrıca Richard Ivry tarafından da desteklenmiştir.[50] Bir diğer etkili "performans" teorisi ise Pellionisz ve Rodolfo Llinás'ın tensor ağ teorisi olup, beyinciğin temel işleminin duyusal koordinatları motor koordinatlara dönüştürmek olduğu fikrini ileri matematiksel bir formülasyonla açıklamıştır.[51]

"Öğrenme" kategorisindeki teoriler ise neredeyse tümüyle Marr ve Albus’un çalışmalarından türetilmiştir. Marr’ın 1969 tarihli makalesi, beyinciğin, tırmanıcı lifler tarafından kodlanan temel hareketleri, duyusal bağlamı kodlayan yosunsu lif girdileri ile ilişkilendirmek için bir öğrenme cihazı olduğunu öne sürmüştür.[27] Albus ise 1971'de bir beyincik Purkinje hücresinin, sinir sisteminden esinlenilmiş soyut bir öğrenme aygıtı olan bir perceptron gibi işlev gördüğünü öne sürmüştür.[7] Marr ve Albus teorileri arasındaki en temel fark, Marr’ın tırmanıcı lif aktivitesinin paralel lif sinapslarını güçlendireceğini varsayarken, Albus’un bu sinapsları zayıflatacağını öne sürmesidir. Albus, ayrıca bu modelini bir yazılım algoritması olarak formüle etmiş ve CMAC (Cerebellar Model Articulation Controller) adını verdiği bu algoritma birçok uygulamada test edilmiştir.[52]

Beyincik hastalığı olan bir kadının 1912'den bir yürüyüş bozukluğunu gösteren çizim.
Alt çizgide beyincik hastalığı olan bir hastanın üst çizgiyi kopyalama girişimi görülmektedir.

Beyincikteki hasar genellikle motorla ilişkili belirtilere yol açar ve bu belirtiler hasarın beyinciğin hangi bölgesinde ve nasıl gerçekleştiğine bağlı olarak değişiklik gösterir. Flokkulonodüler loba zarar verilmesi, özellikle denge sorunları nedeniyle geniş bir duruş ile belirginleşen, dengesiz ve düzensiz bir yürüme şeklinde dengenin kaybına yol açabilir.[14] Lateral zondaki hasar, genellikle planlanmış ve beceri gerektiren istemli hareketlerde güçlük çıkarır ve bu da hareketin kuvveti, yönü, hızı ve genişliği gibi faktörlerde hatalara neden olabilir. Diğer belirtiler arasında hipotoni (kas tonusunda azalma), dizartri (konuşma artikülasyonu sorunları), dismetri (mesafe veya hareket aralığını değerlendirme sorunları), dissyadiadokokinezi (yürüyüş gibi hızlı ardışık hareketlerin yapılamaması), yetersiz kontrol refleksi veya rebound fenomeni ve intansiyon tremoru (zıt kas gruplarının ardışık kasılmaları ile oluşan istemsiz hareket) yer alır.[53][54] Orta hattaki hasar tüm vücut hareketlerini bozabilirken, daha lateralde lokalize hasar ellerin veya uzuvların ince hareketlerini bozma eğilimindedir. Beyinciğin üst kısmındaki hasar yürüme bozukluklarına ve bacak koordinasyonundaki diğer sorunlara yol açarken, alt kısımdaki hasar kolların ve ellerin uyumsuz veya yetersiz yönlendirilmiş hareketlerine, ayrıca hızda güçlük çekilmesine neden olabilir.[14] Bu motor belirtiler kompleksine ataksi adı verilir.

Beyincik sorunlarını belirlemek için nörolojik muayene kapsamında yürüyüş değerlendirilir (geniş tabanlı yürüyüş ataksi belirtisi olabilir), parmakla hedef gösterme testleri ve duruş değerlendirilir.[5] Beyincik işlev bozukluğu şüphesi varsa, herhangi bir yapısal değişikliği ayrıntılı olarak incelemek için manyetik rezonans görüntüleme kullanılabilir.[55]

Beyincik hasarına yol açabilen tıbbi sorunların listesi uzundur ve inme, kanama, beyinde şişme (serebral ödem), tümörler, alkolizm, silah veya patlayıcı gibi fiziksel travmalar ve olivopontoserabeller atrofi gibi kronik dejeneratif hastalıkları içerir.[56][57] Bazı migren tipi baş ağrıları da değişen şiddette geçici beyincik işlev bozukluğuna neden olabilir.[58] Enfeksiyon, prion hastalıkları[59] ve Guillain–Barré sendromu varyantı olan Miller Fisher sendromu gibi durumlarda beyincik hasarına yol açabilir.

İnsan beyinciği yaşla birlikte değişime uğrar. Bu değişimler beynin diğer bölümlerindekinden farklı olabilir. Epigenetik saat olarak bilinen bir doku yaş belirtecine göre, beyincik, yüz yaşını aşmış bireylerde en genç beyin bölgesidir (ve vücut parçasıdır); yüz yaşındaki bir kişide beklenenden yaklaşık 15 yıl daha gençtir.[60] Ayrıca, insan beyinciğindeki gen ekspresyonu kalıpları, yaşa bağlı değişikliklere serebral kortekstekine göre daha az duyarlıdır.[61] Bazı çalışmalarda hücre sayısında veya doku hacminde azalma bildirilmiştir, ancak bu konuda elde edilen veri miktarı sınırlıdır.[62][63]

Gelişimsel ve dejeneratif bozukluklar

[değiştir | kaynağı değiştir]
Gebeliğin 19. haftasında fetal başın modifiye aksiyel kesitte ultrason görüntüsü; normal fetal beyincik ve cisterna magna gösterilmektedir.

Konjenital malformasyonlar, kalıtsal bozukluklar ve edinsel durumlar beyincik yapısını ve dolayısıyla beyincik işlevini etkileyebilir. Nedeni ortadan kaldırılabilir bir durum olmadığı sürece, tedavi yalnızca bireylerin bu sorunlarla yaşamasına yardımcı olmayı hedefler.[64] Gebeliğin 18-20. haftalarında yapılan tıbbi ultrason ile fetal beyinciğin görüntülenmesi, fetal nöral tüp defekti taraması için %99’a kadar duyarlılık oranı ile kullanılabilir.[65]

Normal gelişimde, endojen sonic hedgehog sinyalleşmesi, dış granül tabakasında (EGL) beyincik granül nöron progenitörlerinin (CGNP'ler) hızlı çoğalmasını uyarır. Beyincik gelişimi geç embriyonik dönem ve erken postnatal dönemde gerçekleşir; EGL'deki CGNP proliferasyonu erken gelişimde zirve yapar (farede doğum sonrası 7. günde).[66] CGNP'ler beyincik granül hücresine (CGN) farklılaşarak iç granül tabakasına (IGL) göç ederler ve olgun beyinciği oluştururlar (farede doğum sonrası 20. günde).[66] Sonic hedgehog sinyalleşmesini anormal şekilde aktive eden mutasyonlar, Gorlin Sendromu olan insanlarda ve genetik olarak modifiye edilmiş fare modellerinde beyincik kanserine (medulloblastom) yatkınlık oluşturur.[67][68]

Beyincik vermisinin doğuştan malformasyonu veya gelişememesi (hipoplazi), hem Dandy–Walker sendromu hem de Joubert sendromu için karakteristiktir.[69][70] Çok nadir durumlarda, beyinciğin tamamı eksik olabilir.[71] Kalıtsal nörolojik bozukluklar olan Machado–Joseph hastalığı, ataksi telenjiektazi ve Friedreich ataksisi, beyincik kaybına bağlı ilerleyici nörodejenerasyon ile ilişkilidir.[56][64] Beyincik dışında gelişen konjenital beyin malformasyonları, beyincik dokusunun herniasyonuna neden olabilir; bu durum Arnold–Chiari malformasyonunun bazı tiplerinde gözlenir.[72]

Beyincik dejenerasyonu ile yakından ilişkili diğer durumlar, idiyopatik ilerleyici nörolojik hastalıklar olan multipl sistem atrofi ve Ramsay Hunt sendromu tip I[73][74] ve beyinde başka yerlerde oluşan tümörlerin beyincikte nöronal kayıplara yol açan otoimmün bir yanıtı tetiklediği bir otoimmün hastalık olan paraneoplastik beyincik dejenerasyonudur.[75] Akut B1 vitamini (tiamin) eksikliği, örneğin beriberi ve Wernicke-Korsakoff sendromu gibi durumlarda, beyincik atrofisine neden olabilir[76] veya E vitamini eksikliği de aynı etkiyi yaratabilir.[64]

Beyincik atrofisi, Huntington hastalığı, multipl skleroz[59], esansiyel tremor, ilerleyici miyoklonus epilepsisi ve Niemann-Pick hastalığı gibi birçok nörolojik hastalıkta gözlenmiştir. Ayrıca ağır metaller, farmasötik veya keyif verici ilaçlara maruz kalma sonucunda da beyincik atrofisi gelişebilir.[64]

Beyinciğin ağrı işleme sürecine dahil olduğuna dair genel bir görüş birliği bulunmaktadır.[77][78] Beyincik, ağrı girdisini hem kortiko-beyincik yolakları üzerinden hem de spino-beyincik yolakları aracılığıyla, pontin nükleusları ve inferior olive yoluyla alır. Bu bilgilerin bir kısmı motor sistemine aktarılır ve ağrı yoğunluğuna göre derecelenen bilinçli bir motor kaçınma davranışı oluşturur.

Bu doğrudan ağrı girdilerinin yanı sıra dolaylı girdilerin de uzun süreli ağrı kaçınma davranışını teşvik ettiği, bunun da kronik postür değişiklikleri ile sonuçlandığı ve bu değişikliklerin vestibüler ve proprioseptif nükleusların fonksiyonel ve anatomik olarak yeniden yapılanmasına neden olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak, kronik nöropatik ağrı, beyincik dahil olmak üzere arka beynin makroskobik anatomik yeniden yapılanmasına yol açabilir.[26] Bu yeniden yapılanmanın boyutu ve nöron progenitör belirteçlerinin indüklenmesi, bu değişimlere yetişkin nörogenezinin katkısını düşündürmektedir.

Karşılaştırmalı anatomi ve evrim

[değiştir | kaynağı değiştir]
Porbeagle köpekbalığının beyninin kesiti, beyincik mavi renkte vurgulanmış

Beyincikteki devreler, balıklar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler dahil olmak üzere tüm omurgalı sınıfları arasında benzerlik göstermektedir.[79] Ayrıca, iyi gelişmiş beyinlere sahip sefalopodlarda, örneğin ahtapotlarda, benzer bir beyin yapısı bulunmaktadır.[80] Bu durum, beyinciğin, beyine sahip tüm hayvan türleri için önemli işlevleri yerine getirdiğine dair kanıt olarak kabul edilmektedir.

Farklı omurgalı türlerinde beyinciğin boyutu ve şekli büyük ölçüde değişiklik gösterir. Amfibilerde beyincik çok az gelişmiştir ve nefesborulu ve çenesiz balıklarda beyincik beyin sapından zar zor ayırt edilebilir durumdadır. Bu gruplarda spinobeyincik mevcut olsa da, birincil yapılar vestibülobeyinciğe karşılık gelen küçük, çift nükleuslardır.[81] Beyincik sürüngenlerde biraz daha büyük, kuşlarda oldukça büyük ve memelilerde daha da büyüktür. İnsanlarda görülen büyük, çift loblu ve kıvrımlı beyincik yapısı memelilere özgüdür, ancak diğer gruplarda beyincik genellikle tek bir medyan lob olarak bulunur ve yüzeyi düz veya hafifçe olukludur. Memelilerde beyinciğin en büyük kısmını neobeyincik oluştururken, diğer omurgalılarda tipik olarak spinobeyincik baskındır.[81]

Kıkırdaklı balıklar ve kemikli balıkların beyincikleri olağanüstü büyük ve karmaşıktır. En az bir önemli açıdan iç yapı bakımından memeli beyinciğinden farklılık gösterir: Balık beyinciği, belirgin derin beyincik nükleusları içermez. Bunun yerine, Purkinje hücrelerinin ana hedefleri, beyincik korteksi boyunca dağılan ve memelilerde görülmeyen, farklı bir hücre tipidir. Mormyridae (zayıf elektrosensitif tatlı su balıkları) familyasına ait balıklarda, beyincik beynin geri kalanından oldukça büyüktür. Beyinciğin en büyük kısmı, valvula adı verilen özel bir yapıdır; bu yapı olağanüstü düzenli bir mimariye sahiptir ve girdilerinin çoğunu elektrosensör sistemden alır.[82]

Memelilerin beyinciğinin ayırt edici özelliği, ana etkileşimleri neokorteks ile olan lateral lobların genişlemesidir. Maymunlar büyük insansı maymunlara evrimleşirken, bu lateral lob genişlemesi neokorteksin frontal loblarıyla birlikte genişlemeye devam etti. Atasal hominidlerde ve orta Pleistosen dönemine kadar Homo sapiens türünde beyincik genişlemeye devam etti, ancak frontal loblar daha hızlı genişledi. Ancak, insan evriminin en son döneminin, neokorteksin biraz küçülmesi ve beyinciğin genişlemesiyle beyinciğin göreceli olarak daha büyük hale gelmesiyle ilişkili olabileceği düşünülmektedir.[83] İnsan beyninde beyincik, beynin geri kalanıyla karşılaştırıldığında büyümeye devam ederken, serebrum küçülme eğilimi göstermiştir.[84] Beyincikte motor görevlerin gelişimi ve uygulanması, görsel-mekansal beceriler ve öğrenmenin gerçekleşmesi ile birlikte beyinciğin büyümesinin daha büyük insan bilişsel yetenekleriyle bir tür ilişki taşıdığı düşünülmektedir.[85] Beyinciğin lateral hemisferleri artık insanlar ve insansı maymunlarda, maymunlardan 2.7 kat daha büyüktür.[84] Bu büyüme değişiklikleri, daha büyük kas kütlesi ile açıklanamaz. Beyinciğin gelişiminin beynin geri kalanıyla yakından bağlantılı olduğunu ya da beyincikteki sinirsel faaliyetlerin Hominidae evrimi sırasında önemli olduğunu göstermektedir. Beyinciğin bilişsel işlevlerdeki rolü göz önüne alındığında, boyutundaki artışın bilişsel genişlemeye katkı sağlamış olabileceği düşünülmektedir.[84]

Beyincik benzeri yapılar

[değiştir | kaynağı değiştir]

Çoğu omurgalı türünde beyincik ve beyinciğe sitomimari ve nörokimya açısından benzeyen bir veya daha fazla beyincik benzeri yapı bulunur.[79] Memelilerde bulunan tek beyincik benzeri yapı dorsal koklear nükleustur (DCN). DCN, doğrudan işitsel sinirden girdi alan iki birincil duyusal nükleustan biridir. Alt tabakası, beyincikteki gibi granüler hücreler içerir ve bu hücreler paralel lifler oluşturarak yüzey katmanına yükselir ve yatay olarak ilerler. Yüzey katmanı, anatomik ve kimyasal olarak Purkinje hücrelerine benzeyen sepet hücreleri adı verilen GABAerjik nöronlardan oluşur. DCN’nin çıkış nöronları piramidal hücrelerdir. Bu hücreler glutamaterjik olup bazı yönlerden Purkinje hücrelerine benzerler—paralel liflerden gelen girdileri alan dikenli, yassı dendritik ağaçlara sahiptirler, ayrıca işitsel sinir liflerinden gelen girdileri alan bazal dendritleri de bulunur. DCN, en çok kemirgenlerde ve diğer küçük hayvanlarda gelişmiştir; primatlarda ise daha az gelişmiştir. İşlevi tam olarak anlaşılmamış olsa da, en yaygın varsayımlar bu yapıyı bir şekilde mekânsal işitme ile ilişkilendirir.[86]

Çoğu balık ve amfibi türünde, suda basınç dalgalarını algılayan bir yanal çizgi sistemi bulunur. Yanal çizgi organından birincil girdi alan beyin bölgelerinden biri olan mediyal oktavolateral nükleus, granüler hücreler ve paralel lifler içeren beyincik benzeri bir yapıya sahiptir. Elektrosensitif balıklarda, elektrosensör sistemden gelen giriş dorsal oktavolateral nükleusa gider; bu yapı da beyincik benzeri bir yapıya sahiptir. Işın yüzgeçli balıklar (en büyük grubu oluştururlar) arasında, optik tektumun bir tabakası olan marjinal tabaka da beyincik benzeri özellikler taşır.[79]

Bu beyincik benzeri yapıların tümü esas olarak duyusal işleve yönelik görünmektedir, motor işlevlerle ilgili değildir. Hepsinde, paralel lifler oluşturan ve Purkinje-benzeri nöronlara modifiye edilebilir sinapslarla bağlanan granüler hücreler bulunur, ancak hiçbiri beyincikteki gibi tırmanan liflere sahip değildir; bunun yerine doğrudan çevresel duyusal organlardan girdi alırlar. Hiçbirinin kesin bir işlevi kanıtlanmamış olsa da, en yaygın varsayım, duyusal girdileri karmaşık bir şekilde işleyerek, muhtemelen vücut postüründeki değişikliklere uyum sağladıkları yönündedir.[79] Aslında, James M. Bower ve diğer bazı araştırmacılar, bu yapılar ve beyincik üzerine yapılan çalışmalar doğrultusunda, beyinciğin esasen bir duyusal yapı olduğu ve motor kontrolüne duyusal sinyalleri kontrol edecek şekilde vücudu hareket ettirerek katkı sağladığı görüşünü savunmuşlardır.[87] Bower’ın bu görüşüne rağmen, beyinciğin memelilerde motor çıktıyı doğrudan etkilediğine dair güçlü kanıtlar da vardır.[88][89]

1543'te Andreas Vesalius tarafından çizilen insan beyninin tabanı

En eski anatomistler bile beyinciği kendine özgü görünümü sayesinde tanıyabiliyordu. Aristoteles ve Herophilus (Galen tarafından alıntılanmıştır) beyinciğe, beynin kendisi anlamına gelen ἐγκέφαλος (enkephalos) yerine, παρεγκεφαλίς (parenkephalis) adını vermiştir. Galen'in detaylı tanımlaması günümüze ulaşan en eski açıklamadır. Beyinciğin motor sinirlerin kaynağı olduğunu öne sürmüştür.[90]

Önemli gelişmeler ancak Rönesans döneminde gelmiştir. Vesalius beyincikten kısaca bahsetmiş, anatomisi ise 1664'te Thomas Willis tarafından daha kapsamlı bir şekilde tanımlanmıştır. 18. yüzyılda beyincik üzerine daha fazla anatomik çalışma yapılmış, ancak beyinciğin işlevine dair ilk önemli bulgular 19. yüzyılın başlarında elde edilmiştir. 1809'da Luigi Rolando, beyincik hasarının motor bozukluklara yol açtığını saptamıştır. 19. yüzyılın ilk yarısında Jean Pierre Flourens, beyinciğin hayvanlardaki işlevini inceleyen deneysel çalışmalar yapmış ve beyincik hasarı olan hayvanların hareket edebildiğini, ancak koordinasyon kaybı (garip hareketler, bozuk yürüme ve kas zayıflığı) yaşadıklarını, lezyon çok geniş değilse iyileşmenin neredeyse tam olduğunu ortaya koymuştur.[91] 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde, beyinciğin temel işlevinin motor kontrol ile ilgili olduğu genel kabul görmüştü; 20. yüzyılın ilk yarısında, insanlarda beyincik hastalığı ile ilişkili klinik semptomların detaylı tanımları yapılmıştır.[5]

Cerebellum adı, cerebrum (beyin) kelimesinin küçültme formudur;[92] kelimenin tam çevirisi küçük beyin olarak yapılabilir. Latince ad, yapıyı tanımlayan bilinen ilk yazar olan Aristoteles'in eserlerinde geçen ve Antik Yunanca kökenli παρεγκεφαλίς (parenkephalis) kelimesinin doğrudan çevirisidir.[93] İngilizce literatürde başka bir isim kullanılmamaktadır, ancak tarih boyunca Yunanca veya Latince kökenli çeşitli adlar kullanılmıştır; bunlar arasında cerebrum parvum,[94] encephalion,[95] encranion,[94] cerebrum posterius,[96] ve parencephalis bulunmaktadır.[94]

  1. ^ Hodos W (2009). "Evolution of Cerebellum". Encyclopedia of Neuroscience. Berlin, Heidelberg: Springer. ss. 1240-1243. doi:10.1007/978-3-540-29678-2_3124. ISBN 978-3-540-23735-8. 
  2. ^ Wolf U, Rapoport MJ, Schweizer TA (2009). "Evaluating the affective component of the cerebellar cognitive affective syndrome". Journal of Neuropsychiatry and Clinical Neurosciences. 21 (3): 245-53. doi:10.1176/jnp.2009.21.3.245. PMID 19776302. 
  3. ^ Schmahmann JD, Caplan D (February 2006). "Cognition, emotion and the cerebellum". Brain. 129 (Pt 2): 290-2. doi:10.1093/brain/awh729. PMID 16434422.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  4. ^ Schmahmann, Jeremy D (2019). "The cerebellum and cognition". Neuroscience Letters. 688 (688): 62-75. doi:10.1016/j.neulet.2018.07.005 – Elsevier Science Direct vasıtasıyla. 
  5. ^ a b c d Fine EJ, Ionita CC, Lohr L (December 2002). "The history of the development of the cerebellar examination". Seminars in Neurology. 22 (4): 375-84. doi:10.1055/s-2002-36759. PMID 12539058. 
  6. ^ a b Purves D, Augustine GJ, Fitzpatrick D, Hall WC, LaMantia AS, White LE (2011). Neuroscience (5th bas.). Sunderland, Mass.: Sinauer. ss. 417-423. ISBN 978-0-87893-695-3. 
  7. ^ a b c Albus JS (1971). "A theory of cerebellar function". Math. Biosciences. 10 (1–2): 25-61. CiteSeerX 10.1.1.14.7524 $2. doi:10.1016/0025-5564(71)90051-4. 
  8. ^ Purves D, Augustine GJ, Fitzpatrick D, Hall WC, LaMantia AS, White LE (2007). Neuroscience (4th bas.). New York: W. H. Freeman. ss. 197-200. ISBN 978-0-87893-697-7. 
  9. ^ Dididze, Marine; Levi, Allan (15 Aralık 2017), "Neuroanatomy overview", Handbook of Neurosurgery, Neurology, and Spinal Medicine for Nurses and Advanced Practice Health Professionals, Abingdon, Oxon ; New York, NY : Routledge, 2018.: Routledge, ss. 53-62, ISBN 978-1-315-38276-0, erişim tarihi: 23 Ağustos 2024 
  10. ^ Standring S, Borley NR, (Ed.) (2008). "Chapter 20". Gray's anatomy : the anatomical basis of clinical practice (40th bas.). Londra: Churchill Livingstone. s. 297. ISBN 978-0-8089-2371-8. 
  11. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z Llinas RR, Walton KD, Lang EJ (2004). "Ch. 7 Cerebellum". Shepherd GM (Ed.). The Synaptic Organization of the Brain. New York: Oxford University Press. ISBN 978-0-19-515955-4. 
  12. ^ Herculano-Houzel S (2010). "Coordinated scaling of cortical and cerebellar numbers of neurons". Frontiers in Neuroanatomy. 4: 12. doi:10.3389/fnana.2010.00012. PMC 2839851 $2. PMID 20300467.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  13. ^ Lyu, Wenjiao; Wu, Ye; Huynh, Khoi Minh; Ahmad, Sahar; Yap, Pew-Thian (2024). "A multimodal submillimeter MRI atlas of the human cerebellum". Scientific Reports. 14 (1): 5622. Bibcode:2024NatSR..14.5622L. doi:10.1038/s41598-024-55412-y. ISSN 2045-2322. PMC 10920891 $2. PMID 38453991. 
  14. ^ a b c d e f g h i j Ghez C, Fahn S (1985). "The cerebellum". Kandel ER, Schwartz JH (Ed.). Principles of Neural Science, 2nd edition. New York: Elsevier. ss. 502-522. 
  15. ^ Snider RS, Stowell A (1 Kasım 1944). "Receiving Areas of the Tactile, Auditory, and Visual Systems in the Cerebellum". Journal of Neurophysiology. 7 (6): 331-357. doi:10.1152/jn.1944.7.6.331.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  16. ^ Kingsley RE (2000). Concise Text of Neuroscience (2nd bas.). Lippincott Williams & Wilkins. ISBN 978-0-683-30460-2. 
  17. ^ Petersen SE, Fox PT, Posner MI, Mintun M, Raichle ME (1989). "Positron emission tomographic studies of the processing of single words". Journal of Cognitive Neuroscience. 1 (2): 153-70. doi:10.1162/jocn.1989.1.2.153. PMID 23968463. 
  18. ^ Timmann D, Daum I (2007). "Cerebellar contributions to cognitive functions: a progress report after two decades of research". Cerebellum. 6 (3): 159-62. doi:10.1080/14734220701496448. PMID 17786810.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  19. ^ Strick PL, Dum RP, Fiez JA (2009). "Cerebellum and nonmotor function". Annual Review of Neuroscience. 32: 413-34. doi:10.1146/annurev.neuro.31.060407.125606. PMID 19555291. 
  20. ^ Buckner RL (October 2013). "The cerebellum and cognitive function: 25 years of insight from anatomy and neuroimaging". Neuron. 80 (3): 807-15. doi:10.1016/j.neuron.2013.10.044. PMID 24183029.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  21. ^ Schweighofer N, Doya K, Kuroda S (March 2004). "Cerebellar aminergic neuromodulation: towards a functional understanding". Brain Research. Brain Research Reviews. 44 (2–3): 103-16. doi:10.1016/j.brainresrev.2003.10.004. PMID 15003388. 
  22. ^ Felizola SJ, Nakamura Y, Ono Y, Kitamura K, Kikuchi K, Onodera Y, Ise K, Takase K, Sugawara A, Hattangady N, Rainey WE, Satoh F, Sasano H (April 2014). "PCP4: a regulator of aldosterone synthesis in human adrenocortical tissues". Journal of Molecular Endocrinology. 52 (2): 159-67. doi:10.1530/JME-13-0248. PMC 4103644 $2. PMID 24403568. 
  23. ^ Eccles JC, Llinás R, Sasaki K (January 1966). "The excitatory synaptic action of climbing fibres on the Purkinje cells of the cerebellum". Journal of Physiology. 182 (2): 268-96. doi:10.1113/jphysiol.1966.sp007824. PMC 1357472 $2. PMID 5944665. 
  24. ^ a b c d Simpson JI, Wylie DR, De Zeeuw CI (1996). "On climbing fiber signals and their consequence(s)". Behav. Brain Sci. 19 (3): 384-398. doi:10.1017/S0140525X00081486. 
  25. ^ Whitney ER, Kemper TL, Rosene DL, Bauman ML, Blatt GJ (February 2008). "Calbindin-D28k is a more reliable marker of human Purkinje cells than standard Nissl stains: a stereological experiment". Journal of Neuroscience Methods. 168 (1): 42-7. doi:10.1016/j.jneumeth.2007.09.009. PMID 17961663. 
  26. ^ a b Rusanescu G, Mao J (February 2017). "Peripheral nerve injury induces adult brain neurogenesis and remodelling". Journal of Cellular and Molecular Medicine. 21 (2): 299-314. doi:10.1111/jcmm.12965. PMC 5264155 $2. PMID 27665307. 
  27. ^ a b c Marr D (June 1969). "A theory of cerebellar cortex". Journal of Physiology. 202 (2): 437-70. doi:10.1113/jphysiol.1969.sp008820. PMC 1351491 $2. PMID 5784296. 
  28. ^ a b c d e f g h i j k Apps R, Garwicz M (April 2005). "Anatomical and physiological foundations of cerebellar information processing". Nature Reviews. Neuroscience. 6 (4): 297-311. doi:10.1038/nrn1646. PMID 15803161. 
  29. ^ Manni E, Petrosini L (March 2004). "A century of cerebellar somatotopy: a debated representation". Nature Reviews. Neuroscience. 5 (3): 241-9. doi:10.1038/nrn1347. PMID 14976523. 
  30. ^ Oscarsson O (1979). "Functional units of the cerebellum-sagittal zones and microzones". Trends Neurosci. 2: 143-145. doi:10.1016/0166-2236(79)90057-2. 
  31. ^ Rapp B (2001). The Handbook of Cognitive Neuropsychology: What Deficits Reveal about the Human Mind. Psychology Press. s. 481. ISBN 978-1-84169-044-5. 
  32. ^ a b Doya K (December 2000). "Complementary roles of basal ganglia and cerebellum in learning and motor control". Current Opinion in Neurobiology. 10 (6): 732-9. doi:10.1016/S0959-4388(00)00153-7. PMID 11240282. 
  33. ^ Schmahmann JD, Sherman JC (April 1998). "The cerebellar cognitive affective syndrome". Brain. 121 (4): 561-79. doi:10.1093/brain/121.4.561. PMID 9577385.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  34. ^ Levisohn L, Cronin-Golomb A, Schmahmann JD (May 2000). "Neuropsychological consequences of cerebellar tumour resection in children: cerebellar cognitive affective syndrome in a paediatric population". Brain. 123 (5): 1041-50. doi:10.1093/brain/123.5.1041. PMID 10775548.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  35. ^ Buckner RL, Krienen FM, Castellanos A, Diaz JC, Yeo BT (November 2011). "The organization of the human cerebellum estimated by intrinsic functional connectivity". Journal of Neurophysiology. 106 (5): 2322-45. doi:10.1152/jn.00339.2011. PMC 3214121 $2. PMID 21795627. 
  36. ^ The emotional cerebellum. Michael Adamaszek, Mario Manto, Dennis J. L. G. Schutter. Cham, Switzerland: Springer. 2022. ISBN 978-3-030-99550-8. OCLC 1338132789. 
  37. ^ Hernáez-Goñi P, Tirapu-Ustárroz J, Iglesias-Fernández L, Luna-Lario P (November 2010). "Participación del cerebelo en la regulación del afecto, la emoción y la conducta" [The role of the cerebellum in the regulation of affection, emotion and behavior]. Revista de Neurología (İspanyolca). 51 (10): 597-609. doi:10.33588/rn.5110.2010394. PMID 21069639. 
  38. ^ Turner BM, Paradiso S, Marvel CL, Pierson R, Boles Ponto LL, Hichwa RD, Robinson RG (March 2007). "The cerebellum and emotional experience". Neuropsychologia. 45 (6): 1331-41. doi:10.1016/j.neuropsychologia.2006.09.023. PMC 1868674 $2. PMID 17123557. 
  39. ^ Doya K (October 1999). "What are the computations of the cerebellum, the basal ganglia and the cerebral cortex?". Neural Networks. 12 (7–8): 961-974. doi:10.1016/S0893-6080(99)00046-5. PMID 12662639. 
  40. ^ Manto M, Marvel C, Vandervert L (2022). The new revolution in psychology and the neurosciences. Switzerland: Springer Nature. ISBN 9783031060922. 
  41. ^ Eccles JC, Ito M, Szentágothai J (1967). The Cerebellum as a Neuronal Machine. Springer-Verlag.  Geçersiz |url-erişimi=registration (yardım)
  42. ^ The Cerebellum as a Neuronal Machine, s. 311
  43. ^ a b Boyden ES, Katoh A, Raymond JL (2004). "Cerebellum-dependent learning: the role of multiple plasticity mechanisms". Annual Review of Neuroscience. 27: 581-609. doi:10.1146/annurev.neuro.27.070203.144238. PMID 15217344. 
  44. ^ a b Houk JC, Buckingham JT, Barto AG (1996). "Models of the cerebellum and motor learning" (PDF). Behav. Brain Sci. 19 (3): 368-383. CiteSeerX 10.1.1.118.2997 $2. doi:10.1017/S0140525X00081474. 9 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  45. ^ Fujita M (1982). "Adaptive filter model of the cerebellum". Biological Cybernetics. 45 (3): 195-206. doi:10.1007/BF00336192. PMID 7171642. 
  46. ^ Gilbert PF, Thach WT (June 1977). "Purkinje cell activity during motor learning". Brain Research. 128 (2): 309-28. doi:10.1016/0006-8993(77)90997-0. PMID 194656. 
  47. ^ Christian KM, Thompson RF (2003). "Neural substrates of eyeblink conditioning: acquisition and retention". Learning & Memory. 10 (6): 427-55. doi:10.1101/lm.59603. PMID 14657256.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  48. ^ Braitenberg V, Atwood RP (February 1958). "Morphological observations on the cerebellar cortex". Journal of Comparative Neurology. 109 (1): 1-33. doi:10.1002/cne.901090102. PMID 13563670. 
  49. ^ Braitenberg V, Heck D, Sultan F (June 1997). "The detection and generation of sequences as a key to cerebellar function: experiments and theory". Behavioral and Brain Sciences. 20 (2): 229-45; discussion 245-77. doi:10.1017/s0140525x9700143x. PMID 10096998. 
  50. ^ Ivry RB, Spencer RM, Zelaznik HN, Diedrichsen J (December 2002). "The cerebellum and event timing". Annals of the New York Academy of Sciences. 978 (1): 302-17. Bibcode:2002NYASA.978..302I. doi:10.1111/j.1749-6632.2002.tb07576.x. PMID 12582062.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  51. ^ Pellionisz A, Llinás R (1982). "Space-time representation in the brain. The cerebellum as a predictive space-time metric tensor". Neuroscience. 7 (12): 2949-70. doi:10.1016/0306-4522(82)90224-X. PMID 7162624. 
  52. ^ Horváth G (2003). "CMAC: Reconsidering an old neural network" (PDF). Intelligent Control Systems and Signal Processing. 20 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2009. 
  53. ^ Schmitz TJ (2007). "Examination of Coordination". O'Sullivan SB, Schmitz TJ (Ed.). Physical Rehabilitation. Philadelphia: F. A. Davis. ss. 193-225. ISBN 9780803612471.  Geçersiz |url-erişimi=limited (yardım)
  54. ^ Mariën P, Manto M (2016). The linguistic cerebellum. London, UK: Academic Press. ss. 337-351. ISBN 978-0-12-801608-4. 
  55. ^ Gilman S (March 1998). "Imaging the brain. Second of two parts". New England Journal of Medicine. 338 (13): 889-96. doi:10.1056/NEJM199803263381307. PMID 9516225. 
  56. ^ a b "NINDS Ataxias and Cerebellar or Spinocerebellar Degeneration Information Page". National Institutes of Health. 16 Nisan 2014. 9 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2015. 
  57. ^ Yuhas D (15 Ocak 2016). "Veterans of Iraq, Afghanistan Show Brain Changes Related to Explosion Exposure". Scientific American. 20 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2016. 
  58. ^ Vincent M, Hadjikhani N (June 2007). "The cerebellum and migraine". Headache. 47 (6): 820-33. doi:10.1111/j.1526-4610.2006.00715.x. PMC 3761082 $2. PMID 17578530. 
  59. ^ a b "NINDS Cerebellar Degeneration Information Page". National Institutes of Health. 28 Şubat 2014. 18 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2015. 
  60. ^ Horvath S, Mah V, Lu AT, Woo JS, Choi OW, Jasinska AJ, Riancho JA, Tung S, Coles NS, Braun J, Vinters HV, Coles LS (May 2015). "The cerebellum ages slowly according to the epigenetic clock". Aging. 7 (5): 294-306. doi:10.18632/aging.100742. PMC 4468311 $2. PMID 26000617. 
  61. ^ Fraser HB, Khaitovich P, Plotkin JB, Pääbo S, Eisen MB (September 2005). "Aging and gene expression in the primate brain". PLOS Biology. 3 (9): e274. doi:10.1371/journal.pbio.0030274. PMC 1181540 $2. PMID 16048372.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  62. ^ Andersen BB, Gundersen HJ, Pakkenberg B (November 2003). "Aging of the human cerebellum: a stereological study". Journal of Comparative Neurology. 466 (3): 356-65. doi:10.1002/cne.10884. PMID 14556293. 
  63. ^ Raz N, Gunning-Dixon F, Head D, Williamson A, Acker JD (2001). "Age and sex differences in the cerebellum and the ventral pons: a prospective MR study of healthy adults" (PDF). American Journal of Neuroradiology. 22 (6): 1161-7. PMC 7974784 $2. PMID 11415913. 17 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). 
  64. ^ a b c d Albert RK, Porter RS, (Ed.) (2006). The Merck Manual of Diagnosis and Therapy (18th bas.). Whitehouse Station, New Jersey: Merck Research Libraries. ss. 1886-1887. 
  65. ^ Campbell J, Gilbert WM, Nicolaides KH, Campbell S (August 1987). "Ultrasound screening for spina bifida: cranial and cerebellar signs in a high-risk population". Obstetrics and Gynecology. 70 (2): 247-50. PMID 3299184. 
  66. ^ a b Hatten ME, Heintz N (1995). "Mechanisms of neural patterning and specification in the developing cerebellum". Annual Review of Neuroscience. 18: 385-408. doi:10.1146/annurev.ne.18.030195.002125. PMID 7605067. 
  67. ^ Polkinghorn WR, Tarbell NJ (May 2007). "Medulloblastoma: tumorigenesis, current clinical paradigm, and efforts to improve risk stratification". Nature Clinical Practice. Oncology. 4 (5): 295-304. doi:10.1038/ncponc0794. PMID 17464337. 
  68. ^ Roussel MF, Hatten ME (2011). "Cerebellum development and medulloblastoma". Current Topics in Developmental Biology. 94: 235-82. doi:10.1016/B978-0-12-380916-2.00008-5. ISBN 9780123809162. PMC 3213765 $2. PMID 21295689. 
  69. ^ "NINDS Joubert Syndrome Information Page". National Institutes of Health. 23 Aralık 2013. 4 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2015. 
  70. ^ "NINDS Dandy-Walker Information Page". National Institutes of Health. 14 Şubat 2014. 4 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2015. 
  71. ^ "NINDS Cerebellar Hypoplasia Information Page". National Institutes of Health. 29 Eylül 2011. 4 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2015. 
  72. ^ "Chiari Malformation Fact Sheet". National Institutes of Health. 10 Aralık 2014. 27 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2015. 
  73. ^ "NINDS Dyssynergia Cerebellaris Myoclonica Information Page". National Institutes of Health. 14 Şubat 2011. 16 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Şubat 2015. 
  74. ^ "NINDS Olivopontocerebellar Atrophy Information Page". National Institutes of Health. 16 Nisan 2014. 27 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2015. 
  75. ^ "NINDS Paraneoplastic Syndromes Information Page". National Institutes of Health. 12 Mart 2009. 4 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2015. 
  76. ^ "NINDS Wernicke-Korsakoff Syndrome Information Page". National Institutes of Health. 14 Şubat 2007. 4 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2015. 
  77. ^ Moulton EA, Schmahmann JD, Becerra L, Borsook D (October 2010). "The cerebellum and pain: passive integrator or active participator?". Brain Research Reviews. 65 (1): 14-27. doi:10.1016/j.brainresrev.2010.05.005. PMC 2943015 $2. PMID 20553761. 
  78. ^ Baumann O, Borra RJ, Bower JM, Cullen KE, Habas C, Ivry RB, Leggio M, Mattingley JB, Molinari M, Moulton EA, Paulin MG, Pavlova MA, Schmahmann JD, Sokolov AA (April 2015). "Consensus paper: the role of the cerebellum in perceptual processes". Cerebellum. 14 (2): 197-220. doi:10.1007/s12311-014-0627-7. PMC 4346664 $2. PMID 25479821. 
  79. ^ a b c d Bell CC, Han V, Sawtell NB (2008). "Cerebellum-like structures and their implications for cerebellar function". Annual Review of Neuroscience. 31: 1-24. doi:10.1146/annurev.neuro.30.051606.094225. PMID 18275284. 
  80. ^ Woodhams PL (July 1977). "The ultrastructure of a cerebellar analogue in octopus". Journal of Comparative Neurology. 174 (2): 329-45. doi:10.1002/cne.901740209. PMID 864041. 
  81. ^ a b Romer AS, Parsons TS (1977). The Vertebrate Body. Philadelphia: Holt-Saunders International. s. 531. ISBN 978-0-03-910284-5. 
  82. ^ Shi Z, Zhang Y, Meek J, Qiao J, Han VZ (August 2008). "The neuronal organization of a unique cerebellar specialization: the valvula cerebelli of a mormyrid fish". Journal of Comparative Neurology. 509 (5): 449-73. doi:10.1002/cne.21735. PMC 5884697 $2. PMID 18537139. 
  83. ^ Weaver AH (March 2005). "Reciprocal evolution of the cerebellum and neocortex in fossil humans". Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America. 102 (10): 3576-80. Bibcode:2005PNAS..102.3576W. doi:10.1073/pnas.0500692102. PMC 553338 $2. PMID 15731345.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  84. ^ a b c Schoenemann PT (1 Aralık 2009). "Evolution of Brain and Language". Language Learning. 59: 162-186. doi:10.1111/j.1467-9922.2009.00539.x. PMID 22230641. 
  85. ^ MacLeod CE, Zilles K, Schleicher A, Rilling JK, Gibson KR (April 2003). "Expansion of the neocerebellum in Hominoidea". Journal of Human Evolution. 44 (4): 401-29. Bibcode:2003JHumE..44..401M. doi:10.1016/S0047-2484(03)00028-9. PMID 12727461. 
  86. ^ Roberts PD, Portfors CV (June 2008). "Design principles of sensory processing in cerebellum-like structures. Early stage processing of electrosensory and auditory objects". Biological Cybernetics. 98 (6): 491-507. doi:10.1007/s00422-008-0217-1. PMID 18491162. 
  87. ^ Bower JM (1997). "Chapter 27 is the cerebellum sensory for motor's sake, or motor for sensory's sake: The view from the whiskers of a rat?". The Cerebellum: From Structure to Control. Progress in Brain Research. 114. ss. 463-96. doi:10.1016/S0079-6123(08)63381-6. ISBN 978-0-444-82313-7. PMID 9193161. 
  88. ^ Heiney SA, Kim J, Augustine GJ, Medina JF (February 2014). "Precise control of movement kinematics by optogenetic inhibition of Purkinje cell activity". Journal of Neuroscience. 34 (6): 2321-30. doi:10.1523/JNEUROSCI.4547-13.2014. PMC 3913874 $2. PMID 24501371. 
  89. ^ Witter L, Canto CB, Hoogland TM, de Gruijl JR, De Zeeuw CI (2013). "Strength and timing of motor responses mediated by rebound firing in the cerebellar nuclei after Purkinje cell activation". Frontiers in Neural Circuits. 7: 133. doi:10.3389/fncir.2013.00133. PMC 3748751 $2. PMID 23970855.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  90. ^ Clarke E, O'Malley CD (1996). "Ch. 11: Cerebellum". The Human Brain and Spinal Cord (2nd bas.). Norman Publishing. s. 629. ISBN 978-0-930405-25-0. 
  91. ^ Ito M (December 2002). "Historical review of the significance of the cerebellum and the role of Purkinje cells in motor learning". Annals of the New York Academy of Sciences. 978 (1): 273-88. Bibcode:2002NYASA.978..273I. doi:10.1111/j.1749-6632.2002.tb07574.x. PMID 12582060. 
  92. ^ Lewis CT, Short C (1879). A Latin dictionary founded on Andrews' edition of Freund's Latin dictionary. Oxford: Clarendon Press. 
  93. ^ Marshall LH, Magoun HW (1998). Discoveries in the human brain. Neuroscience prehistory, brain structure, and function. Totowa: Humana Press. 
  94. ^ a b c Foster FD (1891). An illustrated medical dictionary. New York: D. Appleton and Company. 
  95. ^ Kraus LA (1844). Kritisch-etymologisches medicinisches Lexikon (Dritte Auflage). Göttingen: Verlag der Deuerlich- und Dieterichschen Buchhandlung. 
  96. ^ Schreger CH (1805). Synonymia anatomica. Synonymik der anatomischen Nomenclatur. Fürth. 

Dış bağlantılar

[değiştir | kaynağı değiştir]