Tunus'un Fethi (1574) - Vikipedi

Tunus'un Fethi
1515-1577 Osmanlı-İspanya Savaşı

Tunus'un fethini gösteren bir resim
Tarih12 Temmuz - 13 Eylül 1574
Bölge
Sonuç Kesin Osmanlı Zaferi
Coğrafi
Değişiklikler
Tunus Osmanlı topraklarına katıldı.
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu İspanya Krallığı
Ceneviz Cumhuriyeti Ceneviz Cumhuriyeti
Hafsî Sultanlığı
Komutanlar ve liderler
Osmanlı İmparatorluğu Koca Sinan Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Uluç Ali Paşa[1]
İspanya Gabrio Serbelloni (esir)
VI. Muhammed  (esir)
İspanya Fiovanni Sigonera (esir)
Ceneviz Cumhuriyeti Pagano Doria  (ölü)
Güçler
250-300 Savaş gemisi
40-45.000 asker
15.000 asker
Kayıplar
4-5.000 ölü
4-5.000 ölü (Arap milis)
10.000 ölü
5.000 esir
5-10.000 ölü (Arap milis)

Tunus'un Fethi, 1515-1577 Osmanlı-İspanya Savaşı'nda evre.

Kaptan-ı derya Kılıç Ali Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının taşıdığı Koca Sinan Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu 1574 yılında Tunus'u ele geçirerek İspanyol işgaline son verdi.

Tunus, 1881 yılında Fransızlar tarafından işgal edilene kadar aralıksız olarak Osmanlı egemenliğinde kaldı.

Osmanlı İmparatorluğu ile İspanya Krallığı arasında 1515'ten beri süren savaşta Tunus dört kez el değiştirmişti. İspanyol himayesindeki Hafsîlerin yönetimindeki Tunus 1534'te Barbaros Hayreddin Paşa tarafından alındıysa da ertesi yıl büyük bir donanmayla gelen Kutsal Roma Cermen İmparatoru V. Karl tarafından geri alınmış, 1569'da Kılıç Ali Paşa tarafından yeniden zaptedilmiş, ancak 1573'te Don Juan komutasındaki İspanyol donanması tarafından tekrar geri alınmıştı.[2]

15 Mart 1573 tarihinde imzalanan barış antlaşmasıyla Venedik'le savaşı sonlandıran Osmanlı İmparatorluğu, 1571'de teşkil edilen Kutsal İttifak'ın fiilen dağılmasından bilistifade 1574 sefer mevsiminde bir kez daha Tunus'u hedef aldı.

Tunus'taki İspanyol kaleleri ve kuvvetleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Tunus şehrinin limanı olan Halkulvâdî; kuvvetle tahkim edilmiş ve içinde çok sayıda top ile 7.000 kadar savaşçı bulunan kuvvetli bir kalyedi. İki yanı denize ve göle dayanan, araları yaklaşık 22-23 metre genişlik ve 7-8 metre derinliği olan hendekle bağlanmış çok yüksek duvar ve kulelerle çevrilmiş olduğundan; ancak güneyden ve kuzeyden (Karadan) taarruzla ele geçirilmesi olanağı bulunuyordu. Komutanı Don Pietre idi.

Bastiyen Kalesi; Tunus’un Halkulvâdî'den sonra gelen ikinci savunma noktasıydı. Don Juan 1573 yılında Tunus şehrini tekrar ele geçirince şehrin savunmasını yeterli bulmadığından şehir ile göl arasında altı burçlu bu kaleyi yaptırdı. Kalenin ve dolaylı olarak şehrin savunması için, İspanyol ve İtalyan askerlerinden oluşan 8.100 kişilik bir kuvvet ayırmıştı. Bölgenin komutasını ise Gabrio Serbelloni adlı komutana bırakmıştı (Bu komutanın emrindeki kuvvetlerin bölümü şöyle idi: Pagano Derin emrinde 4.000 İtalyan, Giovanni Sinogere Salazar komutasında 4.000 İspanyol piyade ve 100 atlı).

Ayrıca, Tunus Gölü üzerindeki küçük bir ada üzerinde yapılmış olan Çekli Kalesi (Saint Jakue) ile Halkulvâdî yakınlarında Buhayra-i Halkulvadi ve Mâkal-ı Halkulvadi ve adlı zayıf üç kale de mevcuttu. Tunus şehrinde genelde Osmanlı yanlısı 100.000 kişi yaşıyordu.[3]

Osmanlıların sefer hazırlığı

[değiştir | kaynağı değiştir]
Osmanlıların Tunus'u 1569'da ele geçirişleri

Osmanlı başkenti 1574 Mart'ında eyaletlere gönderdiği hükümlerle sefer için asker toplama hazırlıklarına başladı.[4] Tunus seferi için toplanan ordunun komutanlığını Yemen Seferi (1568-1570) sonucunda bu eyaleti kesin olarak Osmanlı topraklarına kattığı için Yemen Fatihi olarak anılan Koca Sinan Paşa getirildi ve Mısır Beylerbeyliği görevinden İstanbul'a çağrıldı. Kaptan-ı derya Kılıç Ali Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasıyla taşınan Anadolu, Karaman ve Maraş eyaletlerinden askerlerin yanısıra, Trablusgarp Beylerbeyi Mustafa Paşa, Tunus Beylerbeyi (Kayrevan'da kain) Haydar Paşa ve Cezayir Beylerbeyi Ramazan Paşa da birlikleriyle Tunus Seferine çağrıldılar. Bu şekilde sefere katılan kara askerlerinin sayısı yaklaşık 40.000 oldu.[5] Yaklaşık 48.000 kürekçinin bulunduğu Osmanlı donanması da 280 kadırga, 15 kalyon, 15 mavna ve 19 yelkenli gemiden müteşekkildi.[6]

Hafsî-İspanyol taarruzu (Ocak 1574)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Tunus Beylerbeyi Haydar Paşa'nın egemen oluğu bölgeler Hafsîlerin hâkim olduğu Tunus şehrinin yaklaşık 40 kilometre yakınına yaklaşıyordu. Osmanlıların henüz resmen sefer hazırlıklarına girişmediği bir safhada 1574 Ocak ayında son Hafsî Hükümdarı VI. Muhammed Osmanlı kalesi Nabeul üzerine hücuma geçti. 8.000 Mağribî atlı ve 300 İspanyol silahşordan oluşan Hafsî-İspanyol ordusu 5 Şubat 1574'te Hammamet Muharebesi'nde Türk birlikleri karşısında bozguna uğradı.[7]

Osmanlı donanmasının hareketi ve çıkarma

[değiştir | kaynağı değiştir]

İstanbul'da hazırlıklarını tamamlayan Osmanlı donanması 15 Mayıs 1574 günü İstanbul'dan hareket etti ve batı seferlerindeki geleneksel toplanma yeri olan Navarin'e ulaştı. Burada hareketle İspanya Krallığı egemenliğindeki Napoli Krallığı'na bağlı Calabria'nın güney kıyılarına ulaştı ve Haziran ayında küçük çaplı çıkarmalarla bölgeyi yağmaladı. Ardından Sicilya sularından geçerek Messina'ya geldi (burası da İspanyol ve bağlılarının donanmalarının Osmanlı topraklarını hedef alan saldırılarında toplanma noktasıydı). Buralarda muhtelif baskınlar icra eden ve 1 İspanyol gemisini ele geçirerek yakan Osmanlı donanması, İspanyol donanmasının bölgede bulunmadığından emin olunca 17 Temmuz'da güneye yöneldi ve 21 Temmuz 1574'te Tunus açıklarına ulaşarak eski Kartaca kalesi ve Marsa kıyılarına çıkarma harekatına başladı.

Halkulvâdî kuşatması

[değiştir | kaynağı değiştir]
Halkulvâdî kuşatması (Newberry Kütüphanesi)

Karaya çıkarılan birlikler Halkulvâdî kalesine yürüyerek 22 Temmuz 1574 günü kuşatmayı başlattı. Serdar Koca Sinan Paşa; kuşatma hazırlıkları için Trablusgarp Beylerbeyi Mustafa Kemal Paşa ile Tunus Beylerbeyi Haydar Paşa'yı görevlendirmişti.[8] Osmanlı donanması da İspanyol donanmasını olası bir harekâtına karşı savunma düzeni aldı. Halkulvâdî yakınlarındaki İspanyol kuvvetlerin büyük bölümü kaleye çekilirken, az sayıda asker de kale dışındaki küçük tahkimat ve siperlerde direnmeye başladı.

2 Ağustos 1574 günü Arap Ahmet Paşa emrindeki kadırgalardan kalenin yakınına yeniçeriler çıkarıldı. İspanyol garnizonunun huruç harekâtı Osmanlı birliklerince püskürtüldü. Ardından kale çevresindeki hendeğin toprakla doldurulması işlemi başarıyla tamamlandıktan sonra surlara daha fazla yaklaşabilen Türk topçusu şiddetli bir ateşe başladı. Açılan gediklerden yapılan hücumlar sonucunda İspanyol garnizonu iç kaleye çekildi. Patlatılan lağımlarla 23 Ağustos günü başlatılan genel taarruz ilk gün başarıya ulaşmadıysa da ağır kayıplara uğramış İspanyol garnizonunu direnişi çözülmeye başladı ve ertesi günkü taarruz sonucu dış kale tamamen Türk birliklerinin eline geçti. 25 Ağustos'ta sürdürülen genel taarruz sonucunda iç kale de ele geçirilirken İspanyol garnizonu 5.000 ölü ve 2.000 esir verdi.[9] Kale komutanı Don Pietro ve son Hafsî Hükümdarı VI. Muhammed de esirler arasındaydı. Ayrıca 200 ilâ 225 top da Türk ordusunca ele geçirilirken, 190’ı gemilere yüklenerek İstanbul'a taşındı, kalanı ise Tunus savunması için bırakıldı.

Bastiyon kuşatması

[değiştir | kaynağı değiştir]
Osmanlı ordusunun komutanı Koca Sinan Paşa

Türk ordusunun 21 Temmuz'daki çıkarması sırasında İspanyol-İtalyan kuvvetlerinin bir bölümü Tunus şehri ile göl arasında kurulmuş olan Bastiyon Kalesine girdiler. 25 Ağustos'ta Halkulvadî kalesini düşüren Türk ordusu Bastiyon kalesi üzerine yürüdü ve 27 Ağustos'ta burayı kuşattı. Kaleyi Gabrio Serbelloni'nin emrinde Pagano Doria ve Giovanni Sinogera komutasındaki birlikler savunuyordu.

Türk ordusu kaleye karşı 5, 8 ve 11 Eylül'de üç hücum girişiminde bulundu. 13 Eylül'de icra edilen genel taarruzda kale ele geçirildi.

Müteakip harekâtlar

[değiştir | kaynağı değiştir]

Bastiyon kalesinin komutanı Gabrio Serbellino kaleyi teslim ettiyse de, birlik komutanları Pagano Doria ve Giovanni Sinogera yaralı olarak bir kısım erleriyle göl ortasındaki Çekli Adasına çekildiler. Serdar Koca Sinan Paşa ve Kaptan-ı derya Kılıç Ali Paşa bu iki komutana gönderdikleri mektupla teslim olmaları halinde "kalede bulunanların yaşamlarına ilişilmeyeceği ve serbestçe çekip gidebilecekleri" taahhüt ettiler.

Pagano Doria, bu taahhütler yerine yerli Araplara güvendi ve hayatını kurtarmaları halinde kendilerine 1.000 altın vadedetmek suretiyle dört Arap’a teslim oldu. Onlar ise, Pagano’yu kurtaracakları yerde başını kesip Koca Sinan Paşa'ya getirdiler.[10] Buna mukabil, Giovanni Sinogera Koca Sinan Paşa'ya teslim oldu ve İspanya Krallığı hazinesinden verilmiş olan 15.000 Düka altını da teslim ettiyse de, askerlerin serbest bırakılmalarını sağlayamadı. Sinan Paşa; Pagano’nun kesilmiş başını göstererek Çekli Adası'na sonradan gelenlerin tutsak sayılacağını, kalede önceden görevli olanların ise serbestçe çıkıp gitmelerine izin verileceğini bildirdi. Bu koşullara göre düzenlenen teslim sözleşmesini imzalayan Giovanni Sinogera kalede bulunan tüm personelden 50 kişiyi kurtarabildi.[11]

Halkulvâdî dolaylarında bulunan Buhayra-i Halkulvad ile Mâkal-i Halkulvad adlı tahkimatlardaki savunmacılar kendiliklerinden teslim oldular ve bu şekilde Tunus harekâtı sona erdi.

İspanya Kralı II. Felipe

Osmanlı donanması bu seferiyle üç yıl önceki İnebahtı bozgununun olumsuz etkisini geride bıraktığını gösterdi. Nitekim; 1572 yılındaki seferinde Mora güneyinden açılmayan donanma, 1573'te yeniden İtalya sularında harekât icra ederken, 1574'te Tunus seferiyle daha batıya açılarak Batı Akdeniz'de de hakim güç olduğunu kanıtladı.[12]

Aynı yaz Cığalazade Sinan Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Boğdan Prensliği üzerine icra ettiği seferde Kartal Ovası zaferini kazanarak bu Prenslik üzerindeki egemenliğini pekiştirdi.[13] Bu şekilde Osmanlı ordusu biri Boğdan biri ise Tunus üzerine olmak üzere iki seferden de muzaffer çıktı.

Tunus seferi Osmanlı donanmasının 1645 yılındaki Girit Seferi'ne kadar uzun süre fetih amaçlı son askerî harekâtını teşkil etti. Nitekim; Tunus'un Osmanlılarca fethinin ardından Osmanlı İmparatorluğu ve İspanyol İmparatorluğu Akdeniz'deki sınırlarının sonuna geldiğini fark ettiler. Osmanlılar, her ne kadar Tunus'la birlikte toprak kazançlarını sürdürdülerse de, büyük bir Osmanlı donanmasının teçhizi ve uzak bir mesafeye kayda değer bir çıkarma birliğinin naklini de gerektiren seferi büyük masraflara yol açmıştı.[14] (Tunus'tan elde edilen gelir bu masrafın çok altında kalmaktaydı) Buna ilaveten, İran Şahı I. Tahmasb'ın 25 Mayıs 1576'da ölümünün ardından bu ülkede meydana gelen iç karışıklıklar Osmanlıların dikkatini doğu cephesine çekmeye başladı. Bu bağlamda; Venedik'le 1573'te barış yapmış olan Osmanlılar, 1575 yılında Erdel Voyvodası Stephen Báthory'nin Lehistan Krallığı tahtına çıkararak kuzeyde kendilerine müzahir bir yönetim oluşturmuşlar ve 25 Aralık 1576'da II. Rudolf'un tahta çıkışının ardından Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'yla 1568 tarihli antlaşmayı yenilemişler, batıdaki diğer cepheleri kapamaya meyilli bir duruma gelmişlerdi.

İspanyol İmparatorluğu'nda ise sorunlar çok daha büyüktü. Osmanlı İmparatorluğu'yla Akdeniz'de mücadele için harcanan büyük meblağların yanı sıra, 1568'de başlayan Hollanda İsyanı aşırı borçlanma odaklı bir ekonomik siyaset izleyen Kral II. Felipe'nin bütçesini zorlamaya başlamış, 1575 Kasım'ında Kral hazinenin iflasını açıklamıştı.[15] Bu gelişmeler üzerine, Kral II. Felipe gizlice Osmanlılara ateşkes/barış teklifinde bulundu.[16]

Esasen, Martin de Acuña adlı bir elçi Osmanlı İmparatorluğu ile (İspanyol İmparatorluğu'na bağlı) Napoli Krallığı arasında 1577 Şubat ayında beş yıl süreli bir ateşkes anlaşmasının akdedilmesini sağlamıştı.[17] Aynı elçi İspanyollar'a da arabuluculuk teklifinde bulundu ve Kral II. Felipe tarafından uygun bulunmasını müteakip aynı yıl Osmanlı Sarayı nezdinde girişimlere başladı. 18 Mart 1577 yılında ortaya taslak bir metin çıktı.[18] Bu sayede, taraflar arasında gayriresmî bir ateşkes ortamı oluşmuş oldu.

  1. ^ Setton, Kenneth Meyer (1984). The Papacy and the Levant, 1204–1571: Vol.IV. Philadelphia. 
  2. ^ "Akdeniz’de Osmanlı-İspanya Rekabeti, 1560-1574: Teşkilat, Denizgücü ve Savaş", H. S. Tabakoğlu, İstanbul (2016), s.364
  3. ^ "Tunus'un Fethi - Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi", ATASE Yayınları, Ankara (1978), s.33-34
  4. ^ Başbakanlık Arşivi, Mühimine Defteri, 23. Sayfa, 248-303 numaralı hükümler
  5. ^ "Tunus'un Fethi - Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi", ATASE Yayınları, Ankara (1978), s.46-47
  6. ^ "Naval wars in the Levant, 1559-1853", R.C. Anderson, Princeton University Press (1952), s.56
  7. ^ "Osmanlı'nın Arap Ülkelerini Fethi 1516-1574", Nikolay İvanov, çev. İlyas Kemaloğlu ve Rakhat Abdieva, Türk Tarih Kurumu, Ankara (2013), s.254
  8. ^ "Cevri Tarihi", Cevri İbrahim Çelebi, Süleymaniye Matbaası, İstanbul (1291), c.1, s.125
  9. ^ "Tunus'un Fethi - Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi", ATASE Yayınları, Ankara (1978), s.50-52
  10. ^ "Tunus'un Fethi - Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi", ATASE Yayınları, Ankara (1978), s.53
  11. ^ "Büyük Osmanlı Tarihi", Joseph von Hammer, c.6, s.310
  12. ^ "History of the Ottoman Empire and Modern Turkey", Stanford J. Shaw, Cambridge University Press (1976), c.1, s.179
  13. ^ "Letopisețul Tarii Moldovei" (Romence), Grigorie Ureche, s. 229-232
  14. ^ "Unutulmuş Sınırlar: 16. Yüzyıl Akdeniz'inde Osmanlı-İspanyol Mücadelesi", Andrew Hess, Çev. Özgür Kolçak, Küre Yayınları, İstanbul (2010), s.135-136
  15. ^ "The Castilian Bankruptcy of 1575", A. W. Lovett, The Historical Journal, c.23, Sayı.4 (1980, Aralık), s.899-911
  16. ^ "The Battle of Lepanto and Its Place in Mediterranean History", Andrew C. Hess, The Past and Present, Sayı:57, Oxford University Press, Oxford (1972), s.66-67
  17. ^ "The Mediterranean and the Mediterranean World in the Age of Philip II", Fernand Braudel, c.2, University of California Press, Los Angeles (1995), s.1150-1151
  18. ^ "From the ridiculous to the sublime: the origins of the Hispano-Ottoman ‘peace’ of the 1570s and 1580s", Prof. M. J. Rodríguez-Salgado, The London School of Economics and Political Sciences, Budapeşte (2012)

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]